Türkiye’ deki İlk Yerleşmeler

Coğrafi keşiflerle beraber yeni yerlerin bulunması, yerleşmelerin sınırlarını genişletmiştir. Fabrikaların sayısının artması sanayi şehirlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Günümüzde şehirler artık nüfusun kalabalık olduğu, hizmet sektörünün geliştiği buna karşılık çevre kirliliğinin yaşandığı yerler hâline gelmiştir. Ülkemizde pek çok eski yerleşim (sit ) alanları bulunur. Bunlardan bazıları hakkında kısa bilgi verelim:

A. Çatalhöyük

Çatalhöyük yerleşim alanı Konya’nın Çumra ilçesinde bulunup ilçenin 10 km doğusunda yer alır. Neolitik (3.zaman) dönemde kurulmuş olan bu höyük alanında, iki tane tepe bulunur. Doğuda bulunan tepe MÖ 7.400 ve 6.200 yılları arasına rastlar. Doğu tepesi on sekiz yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal yerleşmele örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır. Batı tepesinde ise MÖ 6.200 ve 5.200 yılları arasında Kalkolitik Dönem’ e (4. zaman) ait kültürel özellikler görülmektedir.

Yerleşim yerindeki binalarda malzeme olarak kerpiç, ağaç ve kamış kullanılmıştır. Çatalhöyük sit alanında Paleozoik (1. zaman) Dönem’e ait duvar resimlerine rastlanmıştır. Bu resimlerde av hayatı, kuş motifleri ile geometrik bazı figürlere rastlanır. Bazı duvarlardaki resimlerde başsız insanların akbabalar tarafından parçalandığı görülmektedir. Bu durum dönem insanlarının ölü gömme âdetleri ile yakından ilgilidir. Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm arasında değişen büyüklüktedir. Bu heykelcikler bolluk ve bereketi temsil ederler. Çatalhöyük’te ele geçen alet ve malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak, baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir. Ayrıca kemikten yapılmış kesici ve delici aletler ile obsidyenden yapılmış mızrak ve ok uçları Çatalhöyük’te bulunan en önemli malzemelerdir.

B. Göbeklitepe

Şanlıurfa ilinin 15 km güneydoğusunda yer alan Göbeklitepe Neolitik Dönem’ e (3.zaman) ait en eski ibadethane olarak kabul edilir. Etrafında herhangi bir yerleşim alanı bulunmaz. Doğal bir tepenin üzerinde yer alan tapınağın çevresi taşlarla çevrilmiştir. Toplamda 80 dönümlük bir alana sahip olan bu sit alanı Kültür Bakanlığınca 2005 yılında birinci dereceden sit alanı hâline getirilmiştir. MÖ 10. yy.’a ait Cilalı Taş Dönemi’ni yansıtmaktadır. Göbekli tepe sit alanının en önemli bulguları arasında çöl varanı, sürüngen kabartmaları, ağzı açık ve dişleri korkunç bir şekilde betimlenen kurt kafaları, yaban domuzları, turna, leylek, tilki, yılan, akrep, yabani koyun, aslan örümcek ve kafası olmayan insan kabartması, heykeller vb. ortaya çıkan bulgular arasındadır.

Sonuç olarak, mimarlık tarihi insanoğlunun avcı ve toplayıcı toplumdan yerleşik topluma geçmesi ile başlar. Göbeklitepe’ de bulunan 12.000 yıllık yapılar, mimarlık tarihinin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. İnsanoğlunun tek tanrılı dinlerden önceki çok tanrılı döneme ait ilk tapınağı, MÖ 4.000 yılına ait Malta Adası’ndaki tapınak olarak biliniyordu ancak Göbeklitepe Tapınağı’ nın tespiti ile bu bilgiler geçerliliğini yitirmiş ve insanoğlunun ilk tapınağının günümüzden 12.000 yıl öncesine ait “Göbeklitepe Tapınağı” olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmıştır.

C. Alacahöyük

Çorum ilinin 45 km güneybatısında yer alan ismini Çorum’un ilçesi Alaca’ dan alan höyük alanıdır. Eski Tunç Çağı ve Hint Çağı’ na ait olan dört uygarlığın kalıntılarına rastlanmaktadır. Alacahöyük önemli bir dinî mabet ve sanat alanıdır. Birinci kültür katmanı olarak Firiglerden başlayarak Roma, Bizans ve Anadolu uygarlıklarına rastlanmaktadır. Bu uygarlıklara ait içi boyalı kaplar, çanak çömlek gibi kalıntılar bulunmuştur. Alacahöyük’ te çıkarılan eşyalar ve av aletlerinin birçoğu taştandır. Alacahöyük’ teki Eski Tunç Çağı hanedan mezarları, bu çağın en önemli kalıntılarıdır. Dört yanı taşla örülmüş dikdörtgen mezarlar ahşap kirişlerle kapatılmıştır.

Yorum yapın