Kayaçların Özellikleri ve Yer Şekillerinin Oluşumuna Etkileri Nelerdir?

Kayaç, iki veya daha fazla mineralin bir araya gelmesi ile oluşan katı yapıdaki yeryüzü örtüsüne verilen isimdir. Yeryüzündeki bütün kayaçlar başlangıçta sıcak ve sıvı hâldeki minerallerin oluşturduğu lavların zaman içerisinde ısılarını kaybetmeleri ve katılaşmaları ile meydana gelmiştir. Daha sonra yaşanan gelişmeler ile birlikte değişimlere uğrayarak farklı türdeki kayaçları da meydana getirmişlerdir. Her kayacın içerisinde farklı olmakla birlikte bulunan başlıca mineraller kuvars, mika ve feldspattır.

Kayaçlar tarihsel süreçte insanların ilk kullandıkları doğal kaynaklar arasındadır, insanın ilk kullandığı doğal kaynaklar olmasına rağmen günümüzde de çok farklı alanlarda kullanılmaya devam eden doğal oluşumlardır. İnsanın kayaçları kullandığı başlıca alanlar şunlardır:

 Bıçak, balta, ok ve mızrak yapımında,
 Çeşitli kap ve kacakların yapımında,
 Evlerin ve çeşitli yaşam alanlarının yapımında,
 Süs ve ziynet eşyalarının yapımında,
 Çimento, fayans ve yer döşemelerinin yapımında,
 Yol, liman ve dalga kıranların inşa edilmesinde kullanılmaktadır.

Kayaçlar fiziksel ve kimyasal özellikleri göz önüne alındığında birbirinden çok farklı gruplara ayrılarak incelenirler.

Volkanik (Püskürük) Kayaçlar

Yer kabuğunun derinliklerine doğru inildikçe sıcaklık, ortalama her 33 metrede +1°C artış gösterir. Yerin derinliklerine inildikçe Dünya’yı oluşturan maddeler sıcaklığın artışına bağlı olarak sıvı, akışkan bir hâlde bulunurlar ve basınç altında kaldığı için dışarı çıkma eğilimindedir. Yer altında bulunan akışkan hâldeki lavların sıcaklık ve basıncın etkisi ile manto tabakasından ayrılarak litosferdeki çatlak ve kırıkları takip ederek yeryüzüne doğru yükselmesi ve soğuması ile oluşan kayaçlara volkanik (Püskürük) kayaçlar adı verilir. Volkanik ( Püskürük) kayaçlar oluştukları yere göre farklı isim almaktadır.

Dış Püskürük Kayaçlar

Mantodan ayrışan lavların yer kabuğunda bulunan çatlak ve kırıkları takip ederek yeryüzüne kadar ulaşması ve burada çok hızlı bir şekilde soğuması ile oluşan kayaçlardır. Dış püskürük (volkanik) kayaçların başlıca özellikleri şunlardır:

 Soğuma çok hızlı şekilde gerçekleştiğinden yüzeyleri çatlaklı ve kırıklıdır.
 Çatlak ve kırıkları fazla olduğundan nispeten dayanıksızdırlar.
 Genel olarak daha koyu renklidirler.
 Soğuma hızlı gerçekleştiği için mineraller çok belirgin değildir.
 Başlangıçta çok sıcak oldukları için içlerinde bitki ve hayvan fosillerine rastlanılmaz.

Dış püskürük kayaçlar oluşumlarına, oluştukları yere ve özelliklerine göre çeşitli alt gruplara ayrılır. Dış Püskürük ( Volkanik) kayaçların başlıcaları şunlardır:

a. Andezit: Dış kuvvetlere karşı oldukça dirençlidir. Ankara taşı adı da verilir. Gri, yeşilimsi, kırmızı siyah renkli fiziki volkanik bir kayaçtır. Yapı malzemesi olarak kullanılır. Ankara’da önemli kamu binalarının bir kısmı bu kayaç kullanılarak yapılmıştır. Örneğin Ankara Adliye Sarayı bu kayaçtan yapılmıştır.

b. Bazalt: Siyahımsı koyu renge sahip fiziksel ve kimyasal etkilere karşı oldukça dayanıklı bir kayaçtır. Ağır ve ince yapılıdır. Püskürük kayaçların içerisinde en yaygın olarak bulunan kayaçtır. Oldukça sert bir taştır. Yol yapımında ve inşaat işlerinde kullanılır. Bazaltların bulunduğu yerlerde oldukça dik yamaçlı yüzey şekiller oluşur.

c. Obsidiyen ( Volkan camı): Yer altından çıkan lavların çok aniden soğuması ile meydana gelen koyu siyah renkli, camsı bir yapısı olan kaygan, çok sert bir kayaçtır. Bu kayaçlar genellikle deniz tabanlarından çıkan lavların soğuması ile oluşurlar volkan camı da denir, Yapay cama göre daha serttir.

ç. Tüf ( volkan külü): Şiddetli volkanik patlamalar sırasında havaya karışan volkan küllerinin bir süre sonra yer çekiminin etkisi ile yeryüzüne tekrar inerek birikmesi ve daha sonra bu küllerin kendi ağırlıkları ve doğal bir çimento ile birleşmesi sonucu meydana gelen çok hafif, dış kuvvetlere karşı dayanıksız, gözenekli kayaçtır.

Tüflerin üzerlerinin daha dayanıklı kayaçlar ile kaplanması ve bu üst kısımdaki kayaçların sel suları tarafından aşındırılması ve dayanıklı kısımların altında ortaya çıkan koni şeklindeki yapılara peribacası adı verilir. Peribacalarının dünya üzerindeki en gelişmiş örneklerine Kapadokya yöresinde rastlanılır. Kapadokya yöresinde meydana gelen tüfler Erciyes, Hasan Dağı ve Melendiz Dağları’ndan çıkan küllerin birikmesi ile oluşmuşlardır. Seller ve dolaylı olarak rüzgârlar tarafından şekillendirilmiştir. Kapadokya bölgesi olarak bilinen bu coğrafya aynı zamanda ülkemizin turistik merkezlerinden birisidir.

İç Püskürük Kayaçlar

Mantodan ayrışan lavların yeryüzüne kadar ulaşamadan yerin derinliklerinde yavaş yavaş soğuması ile oluşan kayaçlardır (derinlik volkanizması). Bu kayaçların oluşumunu sağlayan en temel neden yer kabuğundaki çatlak ve kırıkların yeryüzüne kadar ulaşamamasıdır. İç püskürük kayaçların başlıca özellikleri şu şekildedir:

 Çatlak ve kırıkları az olduğundan oldukça dayanıklı kayaçlardır.
 Genel olarak daha açık renklidirler.
 Soğuma yavaş bir şekilde gerçekleştiğinden çatlak ve kırıklara fazla rastlanılmaz.
 Soğuma yavaş yavaş gerçekleştiği için mineraller daha belirgindir ve gözeneklilik azdır.
 Yerin çok derinlerinde oluştukları için bitki ve hayvan fosilleri bulunmaz.
 Üstlerindeki tabakalar aşındırıldığında yüzeye çıkarlar.

İç püskürük( volkanik) kayaçlar oluşumlarına, oluştukları yere ve özelliklerine göre çeşitli alt gruplara ayrılır. İç püskürük (volkanik) kayaçlar şunlardır:

a. Granit: Açık gri renkli ve kristalleri oldukça belirgin olan çok değişik renklerde bulunan bir kayaçtır. Çatlak ve kırıklar az olduğundan fiziki etkilere karşı oldukça dayanıklıdır ancak C02’li soğuk sulara karşı dayanıksızdır. Dünyada bu kayaca en fazla İskoçya’da, ülkemizde ise Aydın ilinin Çine ilçesinde rastlanılır. Granitlerin katman katman ayrılması ile oluşan yer şekline ise tor topografyası adı verilir. Çok dayanıklı olduğundan inşaat sektöründe döşeme malzemesi olarak yoğun bir kullanımı vardır.

b. Diorit: Gri ya da mat yeşil renkli olan bu iç püskürük kayaç oldukça yumuşak bir dokuya sahiptir. Bu nedenle iç ve dış kuvvetlere karşı oldukça dayanaksızdır. Çok çabuk bir şekilde ayrışmaya uğrar.

c. Siyenit: Genel olarak açık yeşil ve pembe renkli hafif kaygan olan içerisindeki minerallerin iyi geliştiği iç püskürük kayaçtır. Adını Mısır’daki Asvan şehrinden almıştır. Bu kayacın dağılması ile killi topraklar oluşur. Görünüş olarak granite büyük benzerlik gösterir.

ç. Gabro: Genel olarak grimsi veya mavimsi renkte iç püskürük bir kayaçtır. Oldukça sert bir yapısı vardır, içerisinde bulunan mineraller oldukça gelişmiştir. Yapısında yoğun miktarda kalsiyum bulunur. Yol yapımında mıcır malzemesi olarak da kullanılır.

Tortul Kayaçlar

Dünya yüzeyinin yaklaşık olarak dörtte üçüne yakın bir kısmı tortul kayaçlar tarafından meydana getirilmiştir. Tortul kayaçlar dış kuvvetler (rüzgâr, akarsu, buzul, dalga) tarafından aşındırılan malzemelerin; denizler, okyanuslar veya göller gibi jeosenklinal adı verilen çukur alanlarda birikmesi ve doğal bir çimento ile birbirlerine yapışması ile meydana gelen kayaçlardır. Tortul kayaçların başlıca özellikleri şunlardır:

 Değişik zamanlarda oluştuklarından katmanlar hâlindedir.
 İçerisinde fosil denilen bitki ve hayvan kalıntılarına rastlanılır.
 Bulundukları bölgenin geçmiş iklim ve hayvan türleri hakkında bilgi verirler.
 Fazla sert olmadıkları için aşınmalara karşı dayanıksızdırlar.
 Gözenekli yapıda olduklarından suları kolay sızdırırlar.

Tortul kayaçlar oluştukları yere, oluşum özelliklerine ve kayaçları oluşturan maddelere göre üç gruba ayrılır.

Fiziksel Tortul Kayaçlar

Dış kuvvetler tarafından yeryüzünden aşındırılan, kopartılan ve taşınan malzemelerin denizler veya okyanus tabanları gibi yeryüzünün çukur alanlarında biriktirilmesi ile oluşan gözenekli, gevşek yapılı, fosil barındıran geçmişteki iklim, bitki örtüsü ve hayvanlar hakkında bilgi veren kayaçlardır. Bu kayaçlar aşındırmayı yapan dış kuvvete göre şekil alır. Başlıca tortul kayaçlar şunlardır:

a. Kum Taşı: Karalardan aşındırılarak jeosenklinal (çukur) alanlarda biriken kum boyutundaki malzemelerin doğal çimento ile birleşmesi ile meydana gelen kayaç çeşididir, Gre veya arenit gibi isimler de verilir.

b. Kil Taşı: Aşındırılarak taşınan ve çukur alanlarda biriktirilen çok ince boyuttaki malzemelerin birbirlerine yapışması ile oluşan kayaçlardır. Bu kayaçlar büyük oranda alüminyum silikatlardan meydana gelmiştir. Malzemelerin arası çok sıkışık olduğu için suyu emen, suyu emdikten sonra genişlediğinden suyu sızdırmayan bir kayaçtır.

c. Marn: İçerisinde bol miktarda kireç ye kil içeren kayaçlara verilen isimdir. Killi kireçli kayaçlar olarak da bilinir. Çimento ve tuğla yapımında ağırlıklı olarak kullanılırlar. Ülkemizin iç kısımlarında bol miktarda bulunurlar. Çorum’da tuğla ve kiremit fabrikalarının varlığı büyük oranda bu kayacın varlığı ile ilişkilidir.

Kimyasal Tortul Kayaçlar

Taşların suda eriyerek başka alanlara taşınıp tortulanması (çökelmesi) ile oluşur. Bazı maddeler suda kolayca eriyerek çözünebilirler. Suda çözünen maddeler, su buharlaşınca (suların durgunlaştığı yerlerde) veya sıcaklığın değişmesi ile çökelerek kimyasal tortul kayaçları oluştururlar. Kimyasal tortul kayaçların en çok bilinen örnekleri kireç taşı (kalker), jips, (alçı taşı) kayatuzudur.

a. Kalker (Kireç taşı): Deniz ve okyanus sularında, erimiş hâlde bulunan kirecin zaman içerisinde çökmesi ve birikmesi ile oluşan kayaçtır. Ülkemizde en fazla Akdeniz, Konya çevresi, Kıyı Ege ve Güneydoğu Anadolu’da bulunurlar. Dünyada ise Akdeniz’in kuzeyindeki ülkelerde görülür. Eridikleri zaman karstik aşınım şekillerini oluştururlar.

b. Jips (Alçı taşı): Beyaz, açık sarı renkli, tırnakla çizilebilen yumuşak kimyasal tortul bir taştır. Alçı taşı olarak da isimlendirilir. Su ile temas ettiğinde çok hızlı bir şekilde erir. Alçı yapımında kullanılır. Bu kayacın yoğun olduğu yerlerde su acımsı bir tat alır.

c. Dolomit: Magnezyum karbonat ve kalsiyum kar bonatın birleşmesi ile oluşan kalkere göre daha ağır ve suya daha dayanıklı olan kimyasal tortul kayaçtır. Ayrıca dolomitlerin içerisinde bitki ve hayvan fosillerine rastlanılmaz. Farklı renkte dolomit örnekleri de vardır.

ç. Traverten: Yeryüzüne çıkan suların içerisinde bulunan erimiş hâldeki kalsiyum karbonatın tüm yüzeyi kaplayacak şekilde çökmesi ile oluşan beyaz renkli yüzey kayacıdır. Temel maddesi suda erimiş olan kireçtir. Dünyadaki travertenlerin en gelişmişleri Denizli Pamukkale’de ve Amerika’daki Yellowstone (Yellov sıton) parkında bulunmaktadır.

d. Sarkıt, Dikit ve Sütunlar: Yer altına doğru sızan ve içerisinde erimiş hâlde kalsiyum karbonat taşıyan sular yer altında bir mağara boşluğuna ulaştığında buharlaşma nedeni ile suyun içerisindeki kireç çökelmeye başlar. Mağara tavanlarından aşağı doğru birikim ile oluşan sivri kayaçlara sarkıt, mağaranın tabanından yukarı doğru büyüyen kayaca dikit adı verilir. Zaman yeterli olur ise sarkıt ve dikitler büyüyerek birleşir ve sütunları meydana getirirler. Bu karstik mağara adı verilen yerler ülkemiz ve dünyanın önemli turizm değerleri arasındadır. Damlataş, İnsuyu ve Dim Mağaraları ülkemizdeki karstik mağara örnekleri arasındadır.

f. Kaya Tuzu: Suyun içerisinde erimiş hâlde bulunan tuzun göllerin veya lagünlerin buharlaşma sonucunda ortadan kalması ile geride kalan tuz kalıntılarının çökelmesi ile oluşan kayaçlardır. Kaya tuzları tekrar su ile temas ettikleri zaman çok hızlı bir şekilde de eriyerek suyun birleşimine katılır. Ülkemizin iç kısımlarının jeolojik oluşumunun ilk zamanlarında bir göl ile kaplı olması ve daha sonra bu gölün ortadan kalması nedeni ile kaya tuzu yatakları bakımından oldukça zengindir. Tuz gıda sanayinde, kimya sanayinde ve evlerde yoğun olarak kullanılan bir kayaçtır.

Organik Tortul Kayaçlar

Biyolojik ömrünü tamamlamış bitki ve hayvan kalıntılarının yeryüzünün çukur alanlarında birikmesi ve toprağın altına gömülerek sıcaklık ve basınç altında değişimi ile meydana gelen kayaçlardır. Bu kayaçların önemli bir kısmı günümüzde insanların ihtiyaç duydukları enerjiyi elde etmek için kullanılan fosil kökenli yakıtları da meydana getirirler. Organik tortul kayaçların başlıcaları şunlardır:

a. Antrasit: I. Jeolojik zamanın başlarında taş kömüründen de önce oluşmuş olan kömür çeşididir. İçerisindeki karbon ve kalori miktarı taşkömürüne göre daha fazladır. Bu neden ile yanarken alev ve duman çıkartmaz. Çok geç tutuşma özelliğine sahiptir. Ülkemizde bulunmaz.

b. Taş kömürü: I. Jeolojik zamanda yaşamış olan bitki kalıntılarının çukur alanlarda birikerek yer altına gömülmesi ve yerin altında sıcaklık ve basınca maruz kalması ile oluşmuş kömür çeşididir. Taş kömürü yüksek kalori değeri ile sanayi devrimi ile çok önemli hâle gelmiştir. Günümüzde de demir-çelik sanayinin ham maddesi durumundadır. Karabük ve Ereğli Demir-Çelik Fabrikasının kurulması bölgede taşkömürü yataklarının bulunmasından kaynaklanmaktadır.

c. Linyit: III. jeolojik zamanda yaşamış olan bitki kalıntıların alanlarda birikmesi ve toprak altında değişime uğraması ile oluşan organik tortul kayaç ve kömür çeşididir. Oluşumu daha yeni olduğu için içerisinde kalori miktarı düşük, kül ve duman miktarı fazladır. Günümüzde daha çok termik santrallerde yakılarak elektrik enerjisi üretiminde kullanılır. Ülkemiz III. Jeolojik zamanda oluştuğundan bu kömür çeşidine özellikle Ege bölgesinde bol miktarda rastlanır. Taş kömürüne göre daha açık renklidir. Türkiye’de termik santrallerin en fazla Ege bölgesinde bulunması linyit yataklarının bu bölgede bulunmasıyla açıklanır.

ç. Turba: IV Jeolojik zamanda yaşamış olan bitki kalıntılarının birikmesi ve toprak altında veya bataklıklarda değişime uğraması ile oluşan en yeni organik tortul kayaçtır. Oluşumunu henüz tamamlamadığı için enerji miktarı çok düşük, duman ve kül miktarı çok yüksektir. Ülkemizde turba yatakları bulunmaz. Bir çeşit kömürleşmemiş ağaç kalıntıları da diyebiliriz. En fazla Rusya ve Kanada gibi ülkelerde bulunur.

d. Petrol: III. Jeolojik zamanda yaşamış olan deniz ve kara canlılarının kalıntılarının yer altına gömüldükten sonra sıcaklık ve basınç altında kimyasal değişimlere uğraması ile oluşan kayaçtır. Çok eski dönemlerden beri kullanılmakta olan bu enerji potansiyeli yüksek bu kayaç içten yanmalı motorların icadı ile 20. yy. da büyük önem kazanmıştır. Günümüzün en önemli enerji kaynağıdır. Ülkemiz III. jeolojik zamanda oluşmuş olmasına rağmen şiddetli jeolojik faaliyetler nedeni ile petrol büyük oranda yok olmuştur. Siirt, Batman, Diyarbakır ve Adıyaman çevresinde az miktarda çıkartılmaktadır. Orta Doğu bölgesi dünyada petrolün en fazla bulunduğu alandır.

e. Mercan Kaya (Resif kalkeri): Tropikal denizlerde yaşayan mercan adı verilen canlıların öldükten sonra kalıntılarının deniz sularında bulunan tuz ve kireç tarafından kaplanması ile oluşan organik tortul kayaçtır. Zaman yeterli olduğu takdirde çok büyük kayalar dizisi ve adalarda oluştururlar. Ülkemiz Orta Kuşak’ta yer aldığından bu kayaç türüne rastlanılmaz.

g. Tebeşir: Deniz ve okyanus tabanlarında yaşayan mikroskobik boyuttaki canlıların yaşamlarını tamamladıktan sonra kabuk ve iskeletlerinin deniz tabanlarında çok uzun zaman boyunca birikmesi ile oluşan genellikle açık beyaz renkli ve gözenekli kayaçtır. Suya son derece dayanıksızdır. Su ile temas ettiğinde kolaylıkla dağılır ve yok olur.

Başkalaşım ( Metamorfik) Kayaçlar

Yerkabuğunu oluşturan daha önce oluşmuş olan volkanik (püskürük) veya tortul kayaçlar yer altına tekrar gömülürlerse yüksek sıcaklık ve basıncın etkisinde kalırlar. Böylece sıcaklık ve basıncın etkisi ile kayacın önceki yapısı farklılaşır ve yeni bir kayaca dönüdür. Sıcaklık ve basıncın etkisiyle yapısı değişen bu kayaçlara metamorfik ( başkalaşım) kayaçlar adı verilir. Başkalaşım kayaçlarının başlıcaları ve özellikleri şu şekildedir:

Mermer: Kimyasal tortul kayaçlardanolan kalker yer altına gömülerek sıcaklık ve basınca uğraması ile kimyasal yapısı değişerek yeni bir kayaca dönüşmüş hâline denir. Mermerler genellikle beyaz veya sarımtırak renkli, çok yoğun, suyu az geçiren, suda çözünebilen kayaçtır. Geniş bir kullanım alanı olan mermer özellikle inşaat sektöründe kullanılır. Ülkemiz mermer yatakları bakımından çok zengindir. Afyon, Denizli, Muğla, Marmara Adası ve Afyon en önemli mermer yataklarımızın bulunduğu ilimizdir.

Gnays: İç Püskürük kayaçlardan olan Granit’in, yerin altına tekrar gömülerek yüksek sıcaklık ve basınca maruz kalarak yapısının farklılaşmasıyla oluşan kayaçtır. Oldukça sert ve iri taneli bir kayaçtır.

Elmas: Organik tortul kayaçlardan olan taş kömürünün çok uzun zamanlar boyunca yerin derinliklerinde sıcaklık ve basıncın etkisinde kalması ile oluşan kayaçtır. Taş kömürü içerisindeki bütün maddeleri kaybettiğinde saf karbona dönüşür. Ortaya çıkan bu yeni kayaç çok sert ve dayanıklıdır. Doğada bulunan bütün maddeleri çizebilir. Çok farklı renkleri de olsa esas değerli olanı beyaz renkli elmastır. Diğer renkte olanlar daha çok sanayide kesici alet olarak kullanılırlar. Ülkemiz genç oluşumlu olduğu için elmasa rastlanılmaz.

Şist: Kil taşlarının yer altına gömülerek yüksek sıcaklık ve basınç altında kalarak metamorfizmaya uğraması ile oluşan kayaçlardır. Şistler kil taşının yaprak yaprak değişmiş hâlidir.

Kuvarsit: Kum taşının yer altına gömülerek yüksek sıcaklık ve basınç altında kimyasal yapısının değişmesi ile oluşan kayaçtır. Saf hâlinde iken beyaz renklidir. Tarihsel süreçte ilk insanların çeşitli kesici ve delici aletlerin yapımında kullandığı kayaçtır.

 

Yorum yapın