Ülkelerin Konumları ve Etkileri

Bir ülkenin dünya üzerinde sahip olduğu coğrafi konum o ülkeye sağladığı bir avantaj ya da dezavantaj olarak dönmektedir. Coğrafi konum, matematiksel (mutlak) ve özel konum (göreceli) olmak üzere ikiye ayrılır.

Matematiksel konum ülkenin paralel ve meridyenlere göre Dünya üzerinde bulunduğu noktayı göstermektedir. Özel konum ise bir ülkenin iklimi, yer şekilleri, su kaynakları ve su yollarına göre olan durumu, yer altı kaynaklarına, kıtalara ve önemli denizlere olan uzaklığı gibi özellikleri içermektedir. Ülkenin coğrafi konumu ekonomik anlamda gelişmesine önemli katkı sağlamaktadır. Önemli su yolları üzerinde olan, doğal kaynakları bakımından zengin ve bu kaynakları kendi imkânları ile işletebilen ülkeler gelişmiştir. Dünya geneline bakıldığında ülkelerin gelişmişliğinin aynı olmadığı kolayca fark edilmektedir. Özellikle Afrika ülkelerindeki geri kalmışlık doğal kaynakların işletilmesi ve pazar bulmadaki yetersizlikler kıtadaki ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilemektedir. Bunun yanında salgın hastalıkların ve açlığın en fazla yaşandığı kıta olması başka bir sosyal sorundur.

a. Kanada’nın Sahip Olduğu Konumun Bölgesel ve Küresel Etkileri

Kanada, Kuzey Amerika kıtasının kuzeyinde yer alır. Doğusunda Atlas Okyanusu, batısında Pasifik Okyanusu, kuzeyinde Kuzey Buz Denizi ve Alaska ile komşu olan Kanada’nın güneyinde ise kıtanın en gelişmiş ülkesi olan ABD yer alır. Kanada Kalkanı adı verilen saha eski ve sert kayaçlardan meydana gelmektedir.

Güneydoğusunda kireç taşı yaygın bir şekilde bulunur. Bu yapı Niagara Irmağı ile bölünerek ABD ve Kanada arasındaki Niagara Şelalesi’ni oluşturmaktadır. Kanada’daki akarsular denize akışı olan açık havzalı sulardır. Ülkedeki iklim şartları kuzeye çıktıkça sert geçerken batı ve güneydoğusu ise daha ılıman bir hâle gelmektedir. Kutup kuşağında olması iklimindeki kar yağışlarının artmasına ve uzun süren soğuklar yüzünden ülke yüz ölçümünün büyük bir kısmı kar örtüsüyle kaplanmaktadır. Doğal kaynaklar bakımından, demir, bakır, çinko, altın, kurşun ve uranyumdur. Dünya’da en fazla nikel çıkaran ülkedir. Nüfus yapısına bakıldığında denize yakın yerlerde nüfusun sıklaştığı kuzeye doğru nüfusun seyrekleştiği görülmektedir. Ülkede nüfus çoğunlukla şehirlerde yaşamaktadır.

Kanada, orman sanayi, balıkçılık, madencilikle uğraşmanın yanında buğday, şekerpancarı, tütün, sebze ve çeşitli meyveler yetiştirmektedir. Ülke buğday üretiminde ABD’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bunların dışında arpa, yulaf ve çavdarda yetiştirilmektedir. Mera ve otlakların fazla olması hayvancılığı öne çıkarmaktadır. Süt ve et ürünleri ihraç eder. Ülkede kürkçülüğün gelişmesine bağlı olarak vizon, tilki, su samuru gibi hayvanlar yetiştirilmektedir. Her iki tarafının okyanuslarla çevrili olması balıkçılık faaliyetinin de gelişmesini sağlamıştır. Kanada sanayi alanında pek çok ticari ürün üretip pazarlamaktadır. Bu anlamda ülkede yer alan başlıca sanayi kolları çelik, tarım makineleri, ulaştırma malzemesi, kâğıt, kimya ve gıda üzerinedir.Kanada sanayinin gelişmiş olmasının nedeni, ülkenin enerji kaynaklarının yeterli düzeyde olması ve bu kaynakların etkin bir şekilde kullanılması nedeniyledir. Kanada ticaret hacmi büyük olan ülkeler arasındadır. İhraç ettiği ürünler arasında otomobil ve yedek parçaları, bunu kâğıt, selüloz, alüminyum, nikel, uranyum, asbest, bakır, petrol, elektrik enerjisi, doğal gaz, demir filizi, kurşun, kimya ve balık ürünleri takip eder. En fazla ihracat yaptığı ülkeler ABD, İngiltere ve Japonya’dır. Kanada, ulaşım yönünden de oldukça gelişmiştir. Kara yolu ulaşımının yanında demir yolu, deniz yolu ve hava yolu ulaşımı da bulunur. Önemli ticari limanlarının olması ülkeyi ekonomik anlamda rahatlatmaktadır. Ülke yüz ölçümü büyük olduğu için özellikle hava yolu ulaşımı tarifeli bir şekilde yapılmaktadır.

Kaynaklarını etkin bir şekilde kullanan Kanada, hemen güneyindeki ABD ile yakın ticari ilişkiler kurması ona küresel ve bölgesel anlamda güç sağlamıştır.

b. Mısır’ın Sahip Olduğu Konumun Bölgesel ve Küresel Etkileri

Kuzey Afrika’da yer alan Mısır’ın kuzeyinde Akdeniz, doğusunda Kızıldeniz bulunur. Batısında Libya, kuzeydoğusunda İsrail ve güneyinde Sudan vardır. Nil Nehri ülke topraklarını boydan boya aşarak, oluşturduğu delta ovası ile verimli tarım sahalarını beslemektedir. Ülkenin çoğu yerinde araziler çöllerle kaplıdır. Çöl ikliminin hâkim olması kuraklık sorununu ortaya çıkarmaktadır.

Nil deltası ve çevresinde tarımsal faaliyetlerin olması burada medeniyetlerin gelişmesine katkı sağlamıştır. Mısır bulunduğu coğrafi konum gereği kuzeyden Akdeniz’e, güneyden ise Hint Okyanusu’na doğru açılması stratejik önemini artırmıştır. 1869 yılında açılan Süveyş Kanalı ile ticari ve politik anlamda önem kazanan Mısır, Avrupalılar için son derece önemli ülke hâline gelmiştir. Ayrıca Mısır’ın Orta Doğu petrollerine yakın olması ve enerji ticaretinde dış pazarlara açılan bir noktada olması ülkenin önemini hem küresel hem de bölgesel açıdan etkilemektedir.

Yorum yapın