Turizm sektörü, geçmişten günümüze hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler tarafından yoğun ilgi gösteren bir sektör olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Bunun en önemli nedeni dünya genelinde diğer sektörlere göre hızlı gelişme göstermesidir.
Bu durum, turizm sektörünün ülke ekonomisine katkısını ön plana çıkarmıştır. Dünya Turizm Örgütünün 2020 yılında turizm gelirinin 2 trilyon dolar olacağına ilişkin tahmini ile her ülkenin kendi turizm arz potansiyeli nispetinde bu pastadan pay alma veya aldıkları payı büyütme mücadelesine girişmelerine neden olmuştur. Turizm sektörü ülkelerin gelişmişlik seviyelerine göre ulaşmak istenilen hedef farklılık göstermektedir.
Gelişmiş ülkeler turizm sektörünün gelir etkisinden yararlanmaya çalışırken, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler ise bu sektörü yeni iş sahası olarak görmektedir çünkü gelişmekte olan ülkeler dışarıya mal satabilmeleri için ihtiyacı olan dövizi turizm yoluyla elde etmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte turizm işsizlik sorununun çözüm noktasında önemli bir etkiye sahiptir. Bu gücünü ise yoğun hizmet üreten bir sektör olmasından almaktadır. Ülkemizin zengin turizm potansiyeline sahip olması özellikle işsizlik sorunun çözümünde önemli katkı sağlamaktadır.
Turizm sektörünün yapısal özellikleri, yeni iş alanları açma hususunda onu diğer sektörlerden ayırmaktadır. Turizm sektöründe kullanılan çeşitli makineler ve bilgisayar sistemleri dışında diğer teknolojik yeniliklerin kullanımı oldukça sınırlıdır. Dolayısıyla bu sınırlılık, teknolojik ilerlemelerin turizm açısından etkisini ciddi şekilde azaltmaktadır. Turistik yerlerde daimi olarak yaşayan halkın artan refah düzeyi göz önüne alındığında bu sektörün ülkemize sağladığı en önemli yararın istihdam olduğunu görmekteyiz. (Vizyoner Dergisi s.54-71)