Türk kültürünün kökeni Orta Asya’ya dayanır. Orta Asya’dan çeşitli sebeplerle ayrılan Türkler önce Sibirya’ya oradan Afrika’ya ve Balkanlar’a kadar uzanır. Konar-göçer hâlde yaşayan Türkler kültürlerini çok uzaklara kadar taşımışlardır.
Günümüzde Anadolu topraklarının kilometrelerce uzağında bile Türk kültürüne ait eserleri görmemiz de bu durumun bir sonucudur. El sanatlarından, mimariye; müzikten, yemek kültürüne kadar pek çok ortak miras değerlerinde benzerlik görülmektedir. Örneğin Orta Asya’da kopuz çalan Türklerin Anadolu’da saz çalması gibi.
Türk kültürünün izlerine Balkanlarda Mostar Köprüsünden; Mısır’daki Tolunoğlu Ahmet Camisine, Sibirya’dan Yemen’e kadar izlerini görmekteyiz. Türk milleti 5000 yıllık tarihî geçmişe sahiptir. Bu süreç içinde Asya, Avrupa ve Afrika kıtasında siyasi otorite olmuştur. Talas Savaşı’ndan sonra İslamiyet’i kabul etmeleri ile Türklerin kültür havzası genişlemiştir. Türkler kuzeybatıda Balkanlar, kuzeydoğuda Kafkaslar, doğuda Türkistan, güneydoğuda Orta Doğu, Akdeniz’in güneyinde ise Kuzey Afrika topraklarında varlığını devam ettirmiştir. Türk kültür havzasının yayılış alanında bağımsız devletlerin olduğu gibi özerk topluluklar da vardır. Bunlara Orta Asya’da yer alan Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Doğu Türkistan; Kafkaslarda Azerbaycan, Dağıstan ve Çeçen kültürü örnek gösterilebilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarının bir kısmı Avrupa toprakları içinde Balkanlarda yer alırken büyük bir kısmı ise Asya toprakları arasındadır. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti hem Avrupa hem de Asya ülkeleri arasında sayılmaktadır. Osmanlı Devleti’nin 600 yıl süren bu topraklardaki hâkimiyeti düşünüldüğünde kültürümüze ait ortak mirasın izlerine geniş alanlar yayılmaktadır. Ayrıca Türkler gayrimüslim topluluklarla uzun yıllar bir arada yaşadığı için kültürel değerlerini başka milletlere tanıtma fırsatı bulmuştur.