Bölgesel Kalkınma Planları

Kalkınma, toplumsal yapının sahip olduğu dinamizmin, siyasi otorite tarafından belli politikalar üreterek geliştirilme çabası demektir. Bu açıdan kalkınma, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bilimlerde kullanılan bir terim olarak siyasi bir içeriğe de sahiptir. ,

Gelişme kavramı ise bir toplumun çağdaş uygarlık ve teknoloji aşamasının, yapısal özelikleri doğrultusunda hareketlenmesi ve bu hareketlenmenin bir parçası olarak, bireysel yetenek ve becerilerin, davranışların değişmesi demektir. Bu bakımdan gelişme, bir toplumun varsayılan belirli bir yapı içinde süregeldiği bir evrimdir (Özgüven, 1988:8).

İktisadi kalkınmayı belirleyen temel özellikleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:

• Yapı değişikliği, yeni bir yapıdan diğer bir yapıya geçiş demektir.

• Belli bir durumdan, daha iyi bir duruma doğru yönelen dinamik bir harekettir.

• Kişi başına düşen düşük gelir düzeyinden daha yüksek gelir düzeyine veya negatif olan bir büyüme hızı düzeyinden daha büyük bir büyüme hızına geçiştir.

• Üretim faktörlerinin yeni bir bileşimi veya yeni bir üretim fonksiyonu ile emeğin verimini artırmaktır.

Ülkemizde yukarıda sayılan nedenlerden dolayı bölgesel farklılıkları gidermek amacıyla, kalkınma projeleri yapılmıştır.

a. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)

Fırat ve Dicle nehirleri havzasında sulama yapma ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik 13 proje paketinin toplamı olarak planlanan ve kapsamında 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.7 milyon hektar da sulama şebekesi yapımını öngören GAP, bugün, su kaynakları geliştirme programının yanı sıra tarım, ulaştırma, sanayi, kentsel ve kırsal alt yapı, eğitim, sağlık, konut, turizm ve diğer sektörlerdeki yatırımları da içine alan, sürdürülebilir insani kalkınmaya dayalı entegre bir bölgesel kalkınma projesi olarak ele alınmaktadır. GAP’ın temel hedefleri, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan halkının gelir düzeyi ve hayat standartını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkânlarını arttırarak, sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi ulusal kalkınma hedeflerine katkıda bulunmaktır. ( Doğanay, 1995:16).

Türkiye’nin 25 havzasındaki toplam su potansiyeli 186 milyar m³ olup bunun, 53 milyar m³ ü Fırat ve Dicle havzalarında yer almaktadır. Bölge topraklarının 7.5 milyon hektar alanının 3,2 milyon hektarlık kısmı tarımsal faaliyetlere elverişli olması nedeniyle tarım, bölgenin lokomotif sektörü durumundadır. Türkiye’nin ekonomik olarak sulanabilir arazisinin % 20’ si bu bölgemizde yer almaktadır.

Mevcut durumda, GAP Bölgesi, Türkiye pamuk üretiminin yarısından fazlasını karşılamakta olup ülke genelinde yetiştirilen bitkisel ürünlerden kırmızı mercimek, Antep fıstığı, durum buğdayı ile mısır yetiştirilen başlıca tarım ürünleridir. Bölgede sulamaların tamamlanmasıyla birlikte özellikle yaş sebze, meyve, pamuk, mısır, soya üretiminde büyük artış beklenmektedir. Sulama öncesi daha çok buğday, arpa ve mercimek ekimi yapılırken, sulama sonrası pamuk ve sebze ekimi yapılmaktadır. Kuru tarım olarak yetiştirilen arpa, mercimek, nohut, ekim alanlarının düşmesine paralel olarak pamuk ve mısır ekim alanlarında önemli oranda artışlar olmuştur. Bölgede sulu tarımla birlikte sanayileşme alanında da önemli gelişmeler sağlamış, 7 olan Organize Sanayi Bölgesinin sayısı 17’ye çıkmıştır. Tarımsal üretimdeki artışa bağlı olarak gıda ve tekstil sanayi hızla gelişme sürecine girmiştir. Bölgenin diğer bölgelerle, limanlarla, komşu ülkelerle ve bölge içi illere olan ulaşımı sağlayan, ekonomik ve sosyal gelişimini, ticaretini etkileyen altyapısı ve her yönüyle kara yolu, hava yolu ve demir yolu ağı yatırımlarıyla iyileştirilmiş ve güçlendirilmiştir. Bölgede illeri birbirine bağlayan tüm ana yollar bölünmüş yol olarak tamamlanmış, otoyol bağlantısı kurulmuş ve 10 hava alanı ile tüm illerin hava yolu ulaşımı sağlamıştır. GAP’la birlikte bölgede altyapı bakımından önemli değişimler gerçekleştirilmiştir. Örneğin; kırsal su temini %57’ den %67’ ye, kentsel su temini %15’ten 57’ye kırsal alanda elektrik temini % 66’dan 99’a, köy yolları ise %71’den% 98’ e çıkmıştır. GAP çalışmaları sayesinde bölgedeki kara yollarının toplam uzunluğu ve kalitesi artmıştır. GAP bölgesindeki kara yolu ağı 2015 yılı sonunda 6.350 km olmuştur. Otoyol ağı 291 km’ye, bölünmüş yol ağı ise 2.172 km’ye ulaşmıştır.

b. Doğu Anadolu Projesi (DAP)

Kısaca DAP olarak adlandırılan proje, Doğu Anadolu bölgesinde yer alan 14 il (Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli, Van) ile bölgeyle homojenlik gösteren Gümüşhane ve Bayburt illerini kapsamaktadır. Doğu Anadolu bölgesi ana planı, Devlet Planlama Teşkilatı’ nın sorumluluğunda ve Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğünün denetim ve koordinasyonunda, Doğu Anadolu bölgesinde yer alan Atatürk, Fırat, İnönü, Yüzüncü Yıl ve Kafkas Üniversitelerinin oluşturduğu “Ortak Girişim” tarafından hazırlanmıştır. Projenin temel amaçları; bölgenin diğer bölgelere göre geride olan sosyo-ekonomik gelişmesini hızlandıracak politika ve uygulamaları ortaya koymak, sektörel gelişmeleri hızlandırmak üzere çeşitli alanlarda sektörel analizler yapmak ve öncelikleri belirlemek, bölgede kırsal ve kentsel gelişmeyi sağlamaya yönelik önemli kamu yatırımlarını belirlemek ve özel kesim yatırımlarını özendirici politika ve uygulamaları ortaya koyarak, bölgesel gelişmeyi kamu, yerel yönetimler, özel kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde geliştirmek olduğu belirtilmiştir (İspir, 1991: 33).

Projenin amaçları şunlardır:

• Meraları ve hayvan ırklarını ıslah etmek,
• İç ticarette hayvancılığın önemini artırmak,
• Bölge dışına olan göçleri azaltmak,
• Kişi başına düşen millî geliri ve istihdamı artırmak,
• Kalkınmayı hızlandıracak aktiviteleri yaygınlaştırmak,
• Çevreyi korumak ve iyileştirmek,
• Eğitim ve sağlık alanındaki hizmetler ile yerleşim birimlerindeki alt yapıyı iyileştirmek,
• Alt bölge merkezlerini birer sanayi ve hizmet merkezi hâline getirmek, böylece doğudan batıya göçü azaltmaktır.

DAP’ la bölge ekonomisinin 2020 yılına kadar %7 oranında büyümesi ve bölgede kişi başına düşen gelirin ise 2020’de Türkiye ortalamasının %57,7’sine ulaşması öngörülmektedir.

c. Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP)

Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon illerini kapsayan Doğu Karadeniz bölümü, Türkiye’nin az gelişmiş yerleri arasındadır. Son yıllarda gözlenen olumlu siyasal gelişmeler, bu bölgenin kalkınması için yeni fırsatlar yaratmıştır. Bu yeni olanaklar doğrultusunda Türk hükûmeti, Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı’nı (DOKAP) hazırlamak için, Japon hükûmetine başvurmuştur. Japon hükûmeti bu konuda yetkili olan Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansını (JICA) görevlendirmiştir. Projenin bölgesel kalkınma amaçları sosyal, ekonomik ve çevre konularında gözlenen olumsuzlukları giderecek şekilde ifade edilmiştir. Bölgenin ekonomik yapısını güçlendirerek ortalama gelir düzeyini yükseltmek ve bölge içi gelir dağılımını iyileştirmek temel hedef hâline getirilmiştir (DPT ve JCA, 2000:25).

Projenin amaçları şunlardır:

• Ulaşım ve iletişim hizmetlerini güçlendirmek,
• Kıyılarda ürün çeşitliliğini arttırmak,
• Turizme yönelik faaliyetleri arttırmak,
• Bölgenin sosyal gelişimini sağlamak,
• Ekonomik yapıyı güçlendirmektir.

DPT tarafından 1999-2000 yılları arasında hazırlanan bu proje, topografya şartlarının elverişsiz, ulaşım ağının gelişmemiş ve yerleşmelerin dağınık olması nedeniyle hizmetlerin ulaşması güçleşmiştir. Doğal kaynak potansiyeli bakımından zengin olan bölgemizde alternatif turizm olanakları fazla (kış turizmi), orman bakımından zengindir. Büyükbaş hayvancılığa elverişli gür çayır alanlarına, nem ve yağış isteyen ürünlerin yetişme koşullarına sahiptir. Bu bölgedeki başlıca ekonomik faaliyet tarım ve hayvancılıktır. Dolayısıyla bu proje ile bölgede var olan potansiyelin değerlendirilmesi hedeflenmektedir.

DOKAP’ın belirlemiş olduğu başlıca hedefler şunlardır:

• Ekonomide sektör ve ürün çeşitliliğini artırmak,
• Kıyı kesiminde ürün verimini artırmak,
• İç kesimlerde sulamaya bağlı ürünlerin yetişmesini sağlamak,
• Ulaşım, iletişim ve altyapı hizmetlerini geliştirmek,
• Doğu Karadeniz’in sosyo-ekonomik düzeyini yükseltmek,
• Yeni iş olanaklarının sağlanmasıyla bölge dışına göçleri azaltmak,
• Turizm etkinliklerini geliştirmek,
• Mevcut işletmeleri desteklemek ve yeni ürün üreten işletmeler kurmak.

ç. Zonguldak, Bartın, Karabük (ZBK) Projesi

Bölgede, Türkiye Taş Kömürü Kurumunun küçültülmesi ve Karabük ile Ereğli Demir Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesi ile meydana gelecek ekonomik ve sosyal sonuçların analiz edilmesi gerçeği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Devlet Planlama Teşkilatınca Güneydoğu Anadolu Projesi çalışmasından sonra, çok sektörlü, kamu kesimi özel kesim işbirliğine dayalı olarak Bölgesel Gelişme Projesi anlayışı içerisinde “Zonguldak- Bartın-Karabük Bölgesel Gelişme Projesi” uluslararası ihale ile gerçekleştirilmiştir (DPT Uzun Vad. 2000: 58).

Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan bu proje 1995 yılında başlanmış 1997 yılında tamamlanmıştır. Zonguldak, Bartın ve Karabük illerini kapsamaktadır. Bölgede hâkim olan ekonomik etkinlik demir-çelik sanayi ve kömür işletmesidir. Türkiye Taş Kömürü İşletmesinden çeşitli nedenlerle istenilen verim elde edilememektedir. Kömür işletmelerinin kapanması bölge ekonomisine zarar vereceğinden bu proje ile çeşitli önlemler alınarak tesisisin varlığının sürdürülmesi planlanmıştır.

d. Konya Ovaları Projesi (KOP )

Konya Ovası Projesi (KOP) Aksaray, Karaman, Konya ve Niğde illerini kapsamaktadır. Proje alanının en önemli özelliği, 3 milyon hektar tarım arazisine sahip olmasıdır. Tarım bölgesi olarak da nitelendirilen bu bölgenin temel sorunları, bir yandan yeni su kaynakları bulmak ve var olanları tasarruflu bir şekilde kullanmak; öte yandan tarım dışı sektörleri de bölge içinde geliştirmektir ( Keleş ve Mengi, 2017: 209).

e. Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi (YHGP)

Bu proje ile Yeşilırmak ve kollarının yer aldığı havzada akım rejiminin düzensizliğinden kaynaklanan taşkınlar, erozyon, su ve çevre kirliliği sorunlarının önemli boyutlara ulaşması üzerine, ekolojik dengeyi bozmadan en uygun ve ekonomik arazi kullanım planlamasının yapılabilmesi, doğal kaynakların güncel takibinin ve yönetiminin sağlanması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, erozyonun önlenmesi, su kirliliğinin kontrolü, meraların ıslahı, orman alanlarının belirlenmesi ve izlenmesi, şehirleşme ve sanayileşmenin takibi ile planlı gelişme konularında sorunların çözümünün sağlanması arzu edilmiştir (DPT, 2000:58).

Yorum yapın