Doğadaki her ögenin yaşamasının bir amacı ve sisteme kattığı bir rolü vardır. Bir öge ister canlı isterse cansız olsun diğer varlıkların yaşamasına olanak sağlar.
Canlı varlıklar birbirinden çok farklı ve çeşitli olsalar da yaşam için ihtiyaçları aynıdır. Yani her canlı var olabilmek için uygun bir sıcaklığa, besine ve oksijene ihtiyaç duyar.
Canlılardan bir türün ihtiyaçlarını giderip varlığını sürdüremediği durumlarda nesil tükenmesi gerçekleşir ki bu da zincirleme olarak diğer canlıları önemli derecede etkiler. Örneğin orman ekosistemi içerisindeki herhangi bir değişim, o topraklardaki böcek ya da çekirgeleri yok ederse ormandaki fareler de beslenemez dolayısı ile fareler yok olursa onunla beslenen baykuş, yılan, kaplan gibi hayvanlar da açlık çekebilir.
Canlı varlıkların korunması için doğal dengenin korunması gerekir. Günümüzde canlı türlerindeki yok oluşlar, geçmişe göre on bin kat artmıştır. Ekosistemlerdeki bu kayıplar, ardından da oluşan değişimler genellikle insanoğlunun dışarıdan müdahalesiyle gerçekleşmektedir. Bu müdahale bazen yaşam ortamlarının ilaçlanması, toprak özelliğinin değiştirilmesi bazen de bilinçsiz davranışları takiben hava olaylarının ve sıcaklığın değişmesi olabilmektedir.
İnsanların Doğaya Zarar Vermesi
İnsanlar ilk başlarda doğaya zarar vermeden ondan faydalanmışlar ancak yetenekleri ve zekâlarını keşfettikçe farklı teknolojiler, yöntem ve teknikler geliştirmişlerdir. Özellikle sanayi devrimi ile ekosistemin bir parçası olan insanlar, ona zarar vermeye başlamışlardır. Dolayısı ile kendilerine zarar vermişlerdir. Bunun yanında hızlı nüfus artışı da doğal dengenin korunmasını zorlaştırmıştır. Öyle ki insan nüfusunun artması diğer canlılar için mekânların (orman, nehir vb.) kısıtlanmasına neden olmuştur. Örneğin insanlar için yapılan barınaklar, orman ve yeşil alanları yok ederek buradaki canlı yaşamını tehdit etmektedir. İnsanların oluşturdukları bu yapay çevre, doğal dengenin bozulmasına sebep olmaktadır. Doğal dengenin bozulması da çevre sorunlarını beraberinde getirir.
Erozyon günümüzde çevre sorunlarının dolayısı ile de doğal dengenin bozulmasına sebep olan başlıca sorundur. Erozyon; insanların ormanları ve tarım alanlarını aşırı ve yanlış şekilde kullanması sonucu, toprağın su ve rüzgâr ile taşınması neticesinde oluşur. Bu durumda toprak ekosistem içerisindeki görevini yerine getiremez ve doğal denge sekteye uğrar.
İnsanların dışında çok nadiren de olsa hayvanlar da doğal dengeyi bozabilmektedir. Örneğin, tarım alanlarındaki kuş türlerinin çoğalması o alandaki tahıl üretimini olumsuz etkileyecektir. Yine kuş türlerinin azalması zararlı böcekleri fazlalaştıracaktır. Bazen doğal afetler de doğal dengeyi bozabilir. Yanardağ patlamaları, kuraklık, fırtına gibi doğa olayları da canlı ve cansız çevreye zarar verebilmektedir.
Doğal dengenin korunması için canlı ve cansızlar arasında süregelen enerji akışının sorunsuz devam etmesi, canlı türleri sayısının belli bir düzeyde korunması ve ani düzensizliklerin yaşanmaması gerekir. Bu faktörlerin sağlanması için en büyük görev insanlara düşmektedir. İnsanlar doğal kaynaklarını aşırı tüketmekten, çevreye kimyasal atık bırakmaktan, plansız yerleşim alanı seçmekten, teknolojiyi ve sanayiyi bilinçsiz kullanmaktan vazgeçtiğinde doğal denge korunmuş olacaktır.