Çöl biyomları; ekvatorun 10˚ ve 40˚ arsında bulunan kurak alanlardır. Dünyanın 1/7’sini kaplar ve yaşamın olanaksız olduğu yerlerden sayılır.
Nem oranı düşük olduğundan gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı fazladır. Bu fark o kadar fazladır ki gündüz sıcaklığı 58 °C olurken bu sıcaklık gece -10 °C’ye kadar düşebilir. Ani sıcaklık değişimleri, dağların ufalanmalarına ve dolayısı ile kum fırtınalarına sebep olur.
Çöller o kadar kuraktır ki bazen bir çöle yağış düşmesi için 10–15 yıl beklemek gerekebilir. Çöller, yağmur ormanları biyomunun tersine, canlı çeşitliliği en fakir olan yaşam kuşağıdır.
Toprak organik madde bakımından fakirdir. Dolayısı ile bitki örtüsü yok denecek kadar azdır. Kaktüs, bu biyomdaki en önemli bitki türüdür. Bünyelerindeki suyu, dikenleri ve yapraklarının küçük olması nedeni ile koruyabilir. Kökleri oldukça büyük ve toprağın altındadır. Toprağın üstünde yani güneşe maruz kalan kısımlar ise küçüktür.
Çöl biyomu, kendine has ısı, ışık, nem özelliğinden dolayı canlı yaşamında sınırlayıcı bir etkiye sahiptir. Çünkü gündüz yüksek, gece de düşük sıcaklıklara ayrıca kum fırtınalarına dayanabilmek her canlı için mümkün değildir. Var olan canlılar da bu çetin yaşam koşullarına kendisine özgü bir uyum göstermektedir. Hayvanlar genelde küçük olduklarından (deve hariç) gündüz bitki altlarında dinlenip gece avlanır. Yaşamları için gerekli olan suyu, kaktüsleri emerek alır.
Çöl hayvanlarının renkleri genelde açıktır. Bu da güneş ışınlarından en az zarar görmelerini sağlar. Çöllerde yılan, deve, kertenkele, kokarca, akrep, yarasa ve kemirgenler gibi hayvan türleri yaşayabilir. Dünyadaki en büyük çöl biyomları; Büyük Sahra, Kalahari, Gobi ve Atacama’dır.