Karstik aşınım şekilleri esas itibariyle suyun kayaçlarda meydana getirdiği çözünme (erime) faaliyetleri ile gerçekleşmektedir. Suyun karstik kayaçlar üzerindeki eritme gücünü etkileyen en önemli faktör suyun içerisinde bulunan CO² miktarıdır.
Suyun içerisindeki CO² miktarı arttıkça erime miktarı da artar. Yeryüzüne düşen yağışlar taşların arasındaki çatlak ve kırıkları takip ederek içlerinde birtakım erimelere neden olur. Bu sırada taşın içerisinde bulunan CACO³ yu eriterek değişikliklere neden olurlar. Başlıca karstik aşınım şekilleri şunlardır:
Lapya
Karstik kayaçların dış yüzeyindeki çeşitli şekillerdeki küçük çukurlara lapya denir. Lapyaların içinde genellikle ayrışma ürünü olarak terra rossa (kırmızı Akdeniz) toprakları görülür. Yağış olarak yeryüzüne düşen suların taşların yüzey kısımlarında eritme ile meydana getirdiği boyutları 1-2 cm ile 1-2 metre arasında değişen içlerinde topraklarında bulunduğu en küçük karstik aşınım şeklidir.
Dolin
Karstik çözünmenin ilerlemesi ile yüzey yavaş yavaş çöker. Bu şekilde oluşan küçük çukurluklara dolin denir. Kalkerli arazilerde erimeler ve çökmeler ile oluşan şekil olarak tavaya benzeyen çukurluklardır. Dolinler daha çok kendisinden önce oluşmuş olan lapyaların büyümesi ve birleşmesi ile meydana gelen karstik aşınım şekillerdir. Çapları 200 – 300 metreyi geçmez. Dolinlere bazı bölgelerde koyak da denilmektedir.
Uvala
Zaman içinde dolinlerin büyüyerek birleşmesiyle oluşan daha büyük şekillerdir. Dolinlerin zaman içerisinde erimelerle büyümesi ve bunların birleşmesiyle meydana gelen daha büyük karstik erime çukurluklarına denir.
Polye
Tektonik olarak aktif alanlar çözünmenin de etkisiyle genişler ve büyük karstik ovalar meydana getirir. Bu ovalara polye denir. Polyeler genellikle sularını bir düden (subatan) aracılığı ile boşaltırlar. Bu suyun başka bir yerden çıkmasına ise karstik kaynak (suçıkan) denir. Karstik erimelerin devam etmesi ile birlikte uvalaların aralarındaki sınırlar ortadan kalkar ve polye adı verilen çapları kilometreleri bulan en büyük karstik aşınım şekilleri oluşur. Tabanlarında topraklarında birikmesi ile çok önemli tarım alanlarını da meydana getirirler. Yağışlı mevsimde tabanları sular tarafından kaplandığı için göl ova adı da verilir.
Mağara
Yer altına sızan suların eriyebilen kayaçları aşındırmasıyla ortaya çıkan yer şekline mağara denir. Çatlak veya kırıkları takip ederek yer altına doğru sızan sular bu hareketleri sırasında Kalkerin içerisindeki kireci eriterek kendisine bir yol açar. Zaman içerisinde bu yolun büyümesi ve genişlemesi ile birlikte yer altında oluşan çeşitli boyutlardaki boşluklara mağara denir. İki veya daha fazla sayıdaki mağaranın birleşmesi ile oluşan mağaralar sistemine ise galeri adı verilir. Galerilerde mağaralar çeşitli büyüklükteki tüneller ile birbirlerine bağlanırlar.
Obruk
Mağaralar zamanla çok büyürse üzerindeki ağırlığı taşıyamayıp çökebilir. Bu durumda mağara tavanı çöker ve büyük bir çöküntü alanı ortaya çıkar. Buraya obruk denir. Çatlak ve kırıklardan yer altına sızan suların oluşturmuş olduğu erime boşluklarının tavanlarının zaman içerisinde çökmesi ile meydana gelen oldukça derin çukurluklardır. Derinlikleri yüzlerce metreyi bulabilir. İçleri çoğunlukla su ile doludur. Meydana gelen göllere de obruk gölleri adı verilir.
Kör Vadi
Bir akarsuyun bir düden aracılığı ile yer altına inerek sonlandığı vadi tipidir.
Doğal Köprü (Yer Köprü)
Mağaraların üzerindeki ağırlığı taşıyamayıp çökmesi sonucunda sağlam kalmayı başarmış sert kayaçların oluşturduğu doğal bir köprüdür.
Düden (Subatan)
Karstik çukurların tabanında bulunan ve buradaki yağış sularını yutan deliklere düden denir. Karstik bölgelerde yer altına sızarak kaybolan suların yağışlı mevsimlerde dışarı çıktıkları çatlak, kırık ve tünellerdir. Kalker kayacının yoğun bulunduğu alanlarda yer altı suları daha çok bu çatlaklarda kaybolur veya yüzeye çıkarlar.