Küresel ticaretin üçüncü ayağı tüketim yani pazardır. Üretilen bir maldan kâr elde edebilmek, o mala olan talebin fazlalığıyla doğrudan orantılıdır. Günümüzün en büyük pazar alanları ekonomik açıdan kalkınmış Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve Batı Avrupa ülkeleri ile kalkınma hızları yüksek ve nüfusları fazla olan Çin ile Hindistan’dır. Bu durumu yine petrol örneği üzerinden açıklayabiliriz. Tablo 5.1’de bölgelerin işlenmiş petrol üretim oranları gösterilmişti. Yandaki Tablo 5.2’de ise aynı bölgelerin petrol tüketim oranları verilmiştir. Doğu ve Güney Asya ile Okyanusya Bölgesi’nin dünya petrol üretimindeki payı %11,1 iken, tüketimdeki payları %32,7’ye çıkmaktadır. Bu durumun en önemli nedeni bu bölgede hızla sanayileşen ve nüfusları fazla olan Çin, Hindistan gibi ülkeler ile sanayileşmiş fakat enerji açığı olan Japonya’nın yer almasıdır. Sanayileşmiş ülkelerin yer aldığı diğer bölgelerde de aynı durumu görmek mümkündür. Dünya petrolünün %6’sını üreten Avrupa ülkeleri, %15’ini tüketmektedir. Petrol üretiminde payı %20 olan Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada ise %25’ini tüketmektedir. Ülkeler bazında ise petrol tüketiminde ilk sırada ABD yer alır. Bu ülkeyi Çin, Japonya, Hindistan ve Rusya takip etmektedir.
Küresel ticarete konu olan mallar ham madde, üretim ve tüketim unsurlarına bağlı olarak ülkeden ülkeye değişmektedir. Kalkınmış ülkeler daha çok sanayi ve hizmet ürünlerinin ihracatını yapar. Buna karşın enerji ham maddesi ve besin maddeleri satın alır.
Ekonomik açıdan kalkınmamış ve maden ile enerji kaynağı ham maddesi bakımından fakir olan ülkeler çoğunlukla gıda ihracatı yapar. Sahra Altı Afrikası’nda yer alan Gana, Togo, Benin gibi ülkelerin ihracatının neredeyse tamamını besin maddeleri oluşturur. Venezuela, Türkmenistan, Ekvador, Brunei gibi kalkınmakta olan ülkeler ise sahip oldukları petrol ve doğal gaz ham maddesinin ihracatını yapar, bunların karşılığında sanayi ve hizmet ürünleri satın alırlar.
Küresel ticaret, en yoğun olarak ekonomik açıdan kalkınmış bölgeler arasında gerçekleşir. Bu durumun en önemli nedeni, ekonomik açıdan kalkınmış olan ülkelerde millî gelirin yüksek ve farklı ürünlere talebin fazla olmasıdır. Yani ekonomik açıdan kalkınmış ülkeler, aynı zamanda küresel ticaretin de en büyük pazarlarıdır. Özellikle reklamcılık sektörünün gelişmesiyle birlikte bir ülkede popüler olan bir ürün, kısa zamanda diğer ülkelerde de popüler hâle gelebilmekte ve o ürünün küresel ticaretteki payı artabilmektedir. Bu durum günümüz dünyasında özellikle elektronik ürünlerde yaygın olarak görülmektedir. Japonya veya Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen bir ürün, ulaşım sektörünün de gelişmesiyle birlikte kısa zamanda dünyanın tüm büyük pazarlarına ulaşabilmektedir.