Bir ülkede doğal kaynakların kullanımı çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu faktörleri doğal kaynağın potansiyeli, doğal kaynağın kullanımındaki yöntem ve teknolojiler ve toplumun ihtiyaçları olmak üzere üç ana grupta toplayabiliriz.
a. Doğal Kaynağın Potansiyeli
Bir ülkede, bir doğal kaynağın kullanılabilmesi için öncelikle o kaynağın doğada yeteri kadar bulunması gerekir. Doğal kaynağın bir bölgedeki toplam miktarı rezerv olarak ifade edilir. Doğal kaynağın rezervinin yanı sıra verimlilik, kalite ve süreklilik gibi özellikler de doğal kaynağın potansiyelini artıran diğer unsurlardır. Yenilenebilen veya yenilenemeyen enerji kaynakları bakımından zengin olan ülkeler, elektrik üretimlerinin önemli bir kısmını kendi kaynaklarını kullanarak karşılamaktadır.
Bir ülkede doğal kaynağın potansiyeli, o ülkenin ekonomik faaliyetleri üzerinde de etkilidir. Örneğin, ormanlar da bir doğal kaynaktır ve ormanlar bakımından zengin olan Brezilya, Kanada gibi ülkeler orman ürünlerine dayalı ekonomik faaliyetlerde ön planda yer almaktadır. Verimli tarım topraklarına sahip ülkeler, modern tarım tekniklerini de uygulayarak yüksek verim elde etmektedirler. Okyanus akıntılarına yakın olan ülkeler ise balıkçılık faaliyetlerinde gelişmiştir. Bazı ülkelerse dünyada nadir görülen doğal oluşumlara sahiptir. Bu oluşumlar da birer doğal kaynaktır ve bu kaynaklara sahip olan ülkeler turizm açısından önemli potansiyele sahiptir. Finlandiya’nın sirk göllerini, Maldiv Adaları’nın plajlarını, Norveç’in fiyortlarını ve Türkiye’nin peribacalarını bu duruma örnek olarak gösterebiliriz.
b. Doğal Kaynağın Kullanımındaki Yöntem ve Teknolojiler
Tarımsal devrimle birlikte önemi artan toprak, insanların kullandığı ilk doğal kaynaklardan biridir. Ancak ilk çağlarda uygulanan tarım teknikleriyle günümüzde uygulanan tarım teknikleri arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. Günümüzde toprak kullanımı ve tarımsal faaliyetler ülkeden ülkeye hatta bölgeden bölgeye önemli değişiklikler göstermektedir. İntansif tarım tekniklerinin uygulandığı bölgelerde topraktan çok daha yüksek verim elde edilmektedir. Bu örnekte de belirtildiği gibi doğal kaynakların kullanımında, tarihten günümüze kadar geçen süreçte ya da günümüzde ülkeden ülkeye görülen farklılıklarda uygulanan yöntem ve tekniklerdeki değişiklikler büyük önem taşımaktadır.
Günümüzde doğal kaynakların kullanımında görülen yöntem farklılıkları, ülkelerin gelişmişlik seviyeleriyle doğrudan bağlantılıdır. Gelişmiş ülkeler sadece toprak değil orman, madenler, enerji kaynakları, su ve rüzgâr gibi tüm doğal kaynaklarda verimi en yüksek seviyeye çıkartacak teknikler üzerinde çalışmakta ve bu çalışmalar için devlet bütçelerinden büyük kaynaklar ayırmaktadırlar.
c. Toplumun İhtiyaçları
Doğal kaynaklar insanlar tarafından her zaman kullanılmıştır. Ancak doğal kaynağın kullanım şeklinin tarihin her döneminde aynı olduğunu savunabilir miyiz? En basitinden ormanları ele alalım. Toplayıcılık zamanında orman ağaçlarının meyveleriyle beslenen insanlar, daha sonra bu ağaçların dallarını ve yapraklarını toplayıp ilk kulübelerini yapmışlardır. Ateşi bulan insanlar, ısınmak için odun kesmeye başlamışlar, kendilerine ahşaptan tabaklar ve çanaklar ile mobilyalar yapmışlardır. Bireyin ve toplumun ihtiyaçları arttıkça hem doğal kaynağın kullanım miktarı artmış hem de o kaynaktan elde edilen ürünler çeşitlenmiştir. Zaman ilerledikçe ormanlar, yapı malzemelerinin yanı sıra kalem, kâğıt, ilaç ve kozmetik ürünlerin üretiminde kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüzde her ülkenin ekonomik ve sosyokültürel yapısı birbirinden önemli farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar doğal kaynağın kullanımında da etkili olur. Ancak günümüzde doğal kaynakları tehdit eden asıl unsur, insanların aşırı talepleri ve kontrolsüz tüketimleridir. Özellikle geri kalmış ülkeler doğal kaynaklarını çok büyük bir hızla yok etmeye devam etmektedirler. Gelişmiş ülkeler ise geçmişte önemli ölçüde yok ettikleri doğal kaynakları geri kazanabilmek ve kalan doğal kaynaklarını verimli kullanabilmek için büyük çabalar harcamaktadır.