Akarsular yatakları boyunca aşındırmalarını mekanik (fiziksel) ve kimyasal olmak üzere iki şekilde yaparlar. Kimyasal aşındırma kayaçların su ile temas ederek erimeleri ve taşınmalarıdır. Mekanik aşındırma ise akarsuyun temas ettiği cisimleri eğime, debiye, zeminin özelliğine ve yük miktarına bağlı olarak aşındırarak taşıması faaliyetidir.
Akarsular yatakları boyunca derine, geriye ve yana doğru olmak üzere üç şekilde aşındırma yaparlar. Derine ve geriye doğru aşındırmalar eğimin fazla olduğu, akarsuyun hızlı aktığı alanlarda yaygındır. Yana doğru aşındırmalar ise eğimin azaldığı, akış hızının düştüğü yerlerde daha fazladır. Bütün akarsuların temel hedefi yeryüzü şekillerini aşındırarak deniz seviyesine indirmektir. Deniz seviyesine yaklaşmış akarsularda oluşan iç bükey arazi yapıya denge profili adı verilir. Türkiye genç oluşumlu bir yapıya sahip olduğundan akarsuları denge profiline ulaşmamıştır. Akarsuların meydana getirdiği başlıca aşındırma şekilleri şunlardır:
Çağlayan (Şelale)
Akarsu yatağı üzerinde bulunan basamaklara çağlayan denir.
Dev Kazanı
Çağlayanların döküldüğü yerde oluşturdukları çukurluklara dev kazanı denir. Eğimin birdenbire kesintiye uğradığı yerlerde akarsuların çağlayanlar ve şelaleler yaparak aşağı doğru düştüğü yerlerde, düşen suyun döküldüğü alanda oluşan derin çukurluklara dev kazanı denir. Dev kazanının büyüklüğünü dökülen suyun miktarı, döküldüğü yükseklik ve kayaçların dayanıklılığı etkiler. Niagara ve İgauzu Şelaleri’nin çukurlukları dev kazanlarına örnektir.
Vadiler
Akarsuyun içinde aktığı ve deniz veya taban seviyesine doğru sürekli alçalan oluğa vadi denir. Akarsuyun ilk doğduğu yerden ağız kısmına kadar içerisinde aktığı çukurluğa vadi denir. Arazi yapısına, yük miktarına, eğime ve akış hızına bağlı olarak farklı vadi çeşitleri oluşur. Vadiler; Akarsu vadisinde yer alan kayaçların yapısına, yer şekillerinin özelliklerine ve akarsuyun aşındırma gücüne göre farklı şekiller alırlar. Bu vadiler şunlardır:
Çentik Vadi
Akarsuların kaynak kısmına yakın yerlerde görülen V harfi şeklinde dar ve derin vadilerdir. Yükselmiş alanlarda ilk olarak çentik vadiler görülür. Bu nedenle toptan yükselmiş olan Türkiye’de fazla rastlanır. Eğimin fazla, akış hızının yüksek ve genellikle kaynak noktalarına yakın yerlerde derine doğru aşındırmanın çok olduğu alanlarda oluşan V harfi şeklindeki vadilerdir. Bu vadilerin tabanları oldukça dardır. Bu akarsuların enerji potansiyelleri de çok yüksektir.
Boğaz Vadi
Genellikle dağlık alanları ikiye bölen dar ve derin vadilerdir. Tabanları yoktur, yamaçlarında eğim ve derine doğru aşındırma fazladır. Ülkemizde Toros ve Kuzey Anadolu Dağları’nı aşan akarsular genellikle bu özelliktedir. Dağların genellikle denize paralel olarak uzandığı yerlerde akarsuların dağları dikine keserek geçmesi ile oluşan dik yamaçlı ve U harfi şeklindeki vadilerdir. Vadi tabanları oldukça dar, yamaçlar diktir.
Yatık Yamaçlı Vadi (Asimetrik Vadi)
Farklı sertlik özelliğine sahip kayaçların sınırında akan akarsular yumuşak yamaçları kolay aşındırırken, sert yamaçları zor aşındırır. Bu şekilde oluşmuş vadilere denir. Derine doğru aşındırmaların azalıp yana doğru aşındırmanın arttığı, vadi yamaçlarının farklı dirençteki tabakalardan oluştuğu vadi tipidir. Yamaçlar farklı dirençteki kayaçlardan oluştukları için akarsular tarafından farklı hızla aşındırılırlar. Bu nedenle dayanıksız yamaçlar çok aşınır, Dayanıklı yamaçlar ise az aşınarak bu vadi tipini oluştururlar.
Kanyon Vadi
Sert ve yumuşak kayaçların alt alta sıralandığı alanlarda görülen basamaklı yapıdaki vadilerdir. Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nde yaygındır. Yatay olarak uzanan farklı dirençteki tortul kütlelerin farklı hızlarda aşınması ile oluşan basamaklı yapıdaki vadilerdir. Bu tip vadiler genellikle kalkerli yapıdaki araziler üzerinde gelişirler. Dünyanın en meşhur kanyon şekili vadisi ABD’deki Büyük Kanyon’dur.
Menderes
Akarsuların eğimi azaldığında hızı da azalır ve taşıdığı materyalin bir kısmını bırakmak zorunda kalır. Azalan enerjisine bağlı su kıvrımları oluşturarak akar. Bu tip vadilere menderes denir. Mendereslerin bu salınımları ovaların sürekli olarak alüvyonlarla beslenmesini sağlar, bu da ovada verimi arttırır. Eğimin azaldığı, akış hızının düştüğü, aşındırmanın azaldığı alanlarda akarsuların yapmış oldukları kıvrımlara denir. Bir alanda mendereslerin oluşabilmesi için eğimin azalması gerekir. Mendereslere en fazla delta ovalarında ve grabenler içerisindeki akarsularda rastlanılır. Menderes oluşturan bir akarsuyun en önemli özellikleri şunlardır:
Yana ve derine doğru aşındırması azalır.
Akış hızı düşer.
Akarsuyun boyu uzar.
Akarsu sık sık yatak değiştirir.
Hem aşındırma hem de biriktirme yaparlar.
NOT: Hem biriktirme hem aşındırma yapılmaktadır. Biriken kısma yığınak, aşınan kısma çaprak denir.
Geniş Tabanlı Vadi
Akarsuyun yatak eğiminin azaldığı daha çok aşağı kesimlerinde görülen ve yana aşındırmanın fazla olduğu vadilerdir. Bu tip vadiler zamanla akarsu boyu ovalarına dönüşür. Akarsu aşındırmasının sonlarına doğru denge profiline yaklaşan akarsularda eğimin azalması ile birlikte derine ve geriye doğru aşındırma azalarak daha çok yana doğru aşındırmalar görülür. Yana doğru aşındırma ile vadilerin tabanları genişler, yamaçlar yatıklaşır. Bu aşamada vadinin tabanında toprak birikmeleri de görülmeye başlar.
Seki (Taraça)
Vadi yamaçlarında görülen ve eski akarsu yatağını gösteren basamaklara seki denir. Geniş tabanlı bir vadi tektonik olarak yükselirse yatağını yeniden kazmaya başlar. Böylece eski akarsu yatağı basamak halinde yüksekte kalır.
NOT: Seki oluşabilmesi için tektonik bir yükselme, deniz seviyesinde değişme ve farklı sertlikteki kayaçların yatay sıralanışı gereklidir.
Kırgıbayır (Badlands)
Kolay aşınabilen kil, kum veya tüflerden oluşmuş arazinin küçük dere yataklarınca aşındırmasıyla oluşur. Parçalı ve yarılmış bir görünüme sahip olup ülkemizde Ürgüp – Göreme çevresinde rastlanır. Kurak ve yarı kurak alanlarda sel sularının dağ yamaçlarını küçük yarıntılar şeklinde parçalaması ile oluşan akarsu aşınım şeklidir. Genellikle eğimli ve bitki örtüsü bakımından fakir dağlık ve engebeli alanlarda daha yaygın olarak görülürler.
Peribacası
Volkanik patlamalar sırasında hem yumuşak hem sert kayaçlar araziye savrulur. Tüfler akarsularca kolay aşınırken kaya parçaları zor aşınır. Bunun sonucunda da şemsiye görünümlü tepeler ortaya çıkar. Bu tepelere peribacası denir. Ülkemizde Ürgüp – Göreme civarında görülmektedir. Bitki örtüsünün cılız olduğu tüf ile kaplı volkanik alanlarda sel sularının ve akarsuların aşındırması ile oluşan üstte dayanıklı altta ise dayanıksız malzemelerden meydana gelen kulemsi yapıya sahip yer şekilleridir. Peribacaları hem iç kuvvetler hem de dış kuvvetlerin etkisi ile meydana gelirler. Rüzgârların da dolaylı ve kısıtlı bir etkisi söz konusudur.
Plato
Akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklere plato denir. Platolar tektonik olarak yükselen arazilerdeki akarsuların yeniden derine doğru aşındırma yapmasıyla ortaya çıkar. Akarsular tarafından derince parçalanmış hafif engebeli geniş düzlüklere plato adı verilir. Bir alanda plato oluşabilmesi için deniz seviyesine yaklaşmış bir alanın tekrar yükselmesi veya deniz seviyesinin alçalması gerekir. Bu hareketlerin sonunda denge profili bozulacağından akarsuların aşındırması tekrar canlanır, araziyi parçalayarak derine doğru gömülürler.
Platolar oluşumlarına göre başlıca dört gruba ayrılarak incelenirler:
1. Aşınım platoları: Yeryüzünün yüksek alanları çeşitli dış kuvvetler tarafından uzun zaman boyunca aşındırılarak düzleştirilirler. Düzleşen ve alçalan bu geniş alanlar daha sonra epirojenik hareketlerle tekrar yükselirler. Yükselen bu alanlar akarsular tarafından tekrar parçalanır. Bu platoların oluşumu için uzun zamana ihtiyaç vardır.
2. Tabaka düzlüğü platoları: Yüzeydeki sert tabakanın üzerinde akarsuların derine doğru aşındırma yaparak vadiler içerisine gömülmesi ile oluşan platolardır. Çok yaygın olan bir plato grubudur.
3. Lav platoları: Volkanik olaylar sonucunda yerin iç kısmındaki lavların kırık hatları boyunca yüzeye çıkıp çukur alanları doldurup düzleştirmesi sonucu oluşan platolardır. Volkanizmanın yoğun olarak görüldüğü ülke ve bölgelerde daha sık rastlanılırlar.
4. Karstik Platolar: Eriyebilen kayaçların yaygın olarak bulunduğu alanlarda suların kayaçları yüzeyden itibaren eriterek düzleştirmesi veya yüzey akarsularının aşındırma ve erimeler ile araziye gömülmesiyle oluşan platolardır. Özellikle kalkerin yoğun bulunduğu alanlar ve ülkelerde daha yaygın olarak bulunurlar.
Aşınım Yüzeyi (Peneplen)
Uzun zaman boyunca aşındırma sonucunda fazla yüksek olmayan hafif dalgalı düzlüklerdir. Akarsu aşındırmasının son döneminde ortaya çıkan deniz seviyesine yakın hafif dalgalı geniş düzlüklere peneplen (yontukdüz) denir. Bir arazinin peneplen hâline gelebilmesi için tektonik hareketlerin görülmediği milyonlarca yıllık bir süre gerekmektedir. Özellikle I. jeolojik zamanda oluşmuş çok eski arazilerde peneplenler ortaya çıkar. Peneplen hâlini almış arazilerde akarsuların akış hızları düşer aşındırmanın yanında yer yer biriktirme şekillerine de rastlanılır.