Türkiye’de ulaşımın tarihçesi İlk Çağ’a kadar uzanır. Ancak modern anlamdaki ulaşımın gelişmesi sanayileşmeyle gerçekleşmiştir. Sanayileşmeyle birlikte yol yapımında modern araçlar kullanılmış, böylece yolların uzunluğu ve kalitesi eskiye oranla artmıştır. Günümüzde de ulaşım, sanayileşmeye paralel olarak gelişmektedir.
Osmanlı Döneminde, yol yapımı daha çok askerî amaçlarla gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra yol yapımı önem kazanmıştır. Ancak modern karayollarının yapımı 1950 yılından sonra hızlanmıştır. 1950 yılında Bayındırlık Bakanlığına bağlı olarak kurulan Karayolları Genel Müdürlüğü yol yapımında önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılında yaklaşık 18 bin km, 1950’de 47 bin km olan karayolu uzunluğu günümüzde hızla artmaktadır. Bu yolların önemli bir kısmı asfalt kaplıdır. 1980’den sonraki süreçte ise TEM (Trans European Motorway) yollarının yapımına önem verilmiştir. Son yıllarda yapılan otoyol ve halk arasında duble yol denilen çift yollar, Türkiye’de karayolu ulaşımının kalitesini artırmıştır. Ancak Türkiye’deki karayollarının uzunluğu gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında henüz istenilen düzeyde değildir. Örneğin Japonya’da karayolu 1 milyon 210 bin km iken Türkiye’deki karayolu uzunluğu 2015 itibarıyla 64.278 kmdir.
Türkiye’de en fazla kullanılan ulaşım ağı karayoludur (4.1.Harita). Türkiye’deki karayollarının uzanışı, genelde dağların uzanışına paraleldir.
Kuzeyde kıyı boyunca uzanan Kuzey Anadolu Dağları, Karadeniz kıyıları ile iç kesimler arasındaki bağlantıyı güçleştirmektedir. Bu nedenle Karadeniz ile iç kesimler arasındaki bağlantı ancak bazı geçitlerle sağlanmaktadır. Bu geçitlerin en önemlisi Trabzon’u Doğu Anadolu’ya bağlayan Kalkanlı Geçidi’dir.
Akdeniz kıyıları ile iç kesimler arasındaki bağlantı da Toroslar üzerindeki geçitlerle sağlanır. Bu geçitlerden başlıcaları; Gülek (Bolkar Dağları’nda), Sertavul (Orta Toroslarda), Çubuk (Bey Dağları’nda) ve Belen (Nur Dağları’nda)’ dir.
Türkiye’de karayollarının gelişimi (4.1.Tablo), motorlu araçların artmasına paralellik göstermektedir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde motorlu araç sayısı azdı ve yol yapımı daha çok insan gücüne dayanıyordu. 1950’den sonra Türkiye, hızlı bir sanayileşme dönemine girmiştir. Bu dönemden sonra yol yapımında daha çok makineler kullanılmış, yol kalitesi de artmıştır. Özellikle ilk otoyolun yapıldığı 1973’ten sonra yolların uzunluğundan çok kalitesine önem verilmiştir. Günümüzde (ücretli) otoyolların yanı sıra devlet yollarında da bölünmüş ve çok şeritli yolların yapımına önem verilmektedir.
Son yıllarda karayollarındaki taşıt sayısı önemli ölçüde artmıştır. 1960 yılında karayollarındaki taşıt sayısı 200 bin civarında iken bu sayı 1970 yılında iki kat artmıştır. 2015 yılı Ocak ayı sonunda ise trafiğe kayıtlı araç sayısı 18.955.588’e ulaşmıştır. Ancak ülkemizde trafikte bulunan taşıt sayısının hızla artması yolların yetersiz kalmasına ve çok sayıda trafik kazasının yaşanmasına neden olmaktadır.