Yeryüzündeki ilk şehir yerleşmelerinin tarihi günümüzden yaklaşık dokuz bin yıl eskilere dayanmaktadır. Bu şehirlerin kalıntılarına Anadolu’da ve Mezopotamya’da rastlanmaktadır. Şehir yerleşmelerinin başlangıcı, tarımsal üretimin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkmış tarım şehirleridir. Bu şehirler Sanayi Devrimi’ne kadar da çok yavaş gelişmiştir. Sanayileşme hareketi James Watt’ın (Ceymis Vat) buhar makinesini bulmasıyla başlamıştır.
Önceleri enerji kaynağı olarak kömür kullanılmış, su buharının gücüyle basit makineler yapılmıştır. İlk olarak iplik eğirme makineleri üretilmiş, bu makineler sayesinde kısa süre içinde fazla miktarda pamuklu üretim ürünleri elde edilmiş ve iplik eğirme atölyelerinin sayısı artmıştır. Örneğin Manchaster’da kısa bir süre içinde atölye sayısı 52’yi bulmuştur. Daha sonraki süreçte ise kömür yerine enerji kaynağı olarak petrolün kullanılması, sanayinin gelişmesine yeni bir ivme kazandırmıştır. Sanayileşme sürecinde yaşanan önemli gelişmelerden biri de kırsal kesimde işsizlik oranının artması olmuştur. Feodal dönemde toprağa ve toprak sahibine bağlı olan köylüler, değişen toplumsal yapı sonucunda bu bağlılıktan kurtulmuştur.
Toprakta ürettiklerine karşılık ihtiyaçları toprak sahibi tarafından giderilen çiftçiler daha özgür hâle gelmişlerdir. Bu durum ve artan nüfus, kırsal kesimde yoğun bir işsiz kitlesinin oluşmasına neden olmuştur. Bu işsiz kitle, çalışmak için sanayi merkezlerine göç etmiştir. Göç dalgası şehirleşmeyi ön plana çıkarmıştır. Örneğin sanayileşmenin beşiği olan İngiltere’de 1800 ile 1900 yılları arasında şehirleşme oranı %27’den %64’e ulaşmıştır. Sanayileşmeye bağlı olarak bir yandan mevcut şehirler büyürken bir yandan da yeni şehirler ortaya çıkmıştır. İngiltere’den sonra Avrupa ve Amerika’ya hızla yayılan sanayileşme, bu yerlerde de yoğun bir göç dalgası ve şehirleşme hareketi başlatmıştır.
Örneğin 1900’de sanayileşme ve göçlere bağlı olarak nüfusu bir milyonun üzerinde olan çok sayıda şehir ortaya çıkmıştır. Berlin, Viyana, Moskova, New York (Niv York) ve Chicago (Şikago) bu şehirlerin bazılarıdır. Sanayileşme; ulaşım, ham madde, iş gücü, enerji, su kaynakları, depolama, pazarlama ve ticaret gibi fonksiyonlarla bağlantılı bir olgudur. Bu nedenle sanayinin gelişmesine elverişli alanlar sınırlıdır. Bu durum sanayileşmenin belirli alanlarda gelişmesine neden olmuştur. Sanayileşmeye bağlı olarak gerçekleşen yoğun göç ve kısa sürede artan nüfus sebebiyle barınma ve altyapı gibi sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu şehirlerde tek katlı yapılar yerine apartmanların yapılması zorunluluğu doğmuştur. Zamanla motorlu araçların artması ve ulaşım koşullarının iyileşmesi, yerleşim birimlerinin çevreye doğru yayılmasına neden olmuştur. Böylece şehirler, hem nüfus hem de alan bakımından büyümüşlerdir.