Doğal Unsurların Üretim, Dağıtım ve Tüketime Etkisi

Doğal unsurlar, özellikle de iklim, yaşamsal tüm faaliyetleri etkilediği gibi insanların üretim, dağıtım ve tüketim faaliyetlerini de etkiler. Üretim faaliyetlerinin en eski ve temel sektörü olan tarım üzerinde iklimin etkisi hâlâ çok fazladır. İnsanlar, iklim koşullarının uygun olduğu ılıman bölgelerde toprak ve su kaynaklarının da verimli olduğu alanlarda tarımsal faaliyetlere başlamıştır. Günümüzde de bu özelliklere sahip alanlar, tarımsal verimin en yüksek olduğu yerler arasındadır. Mera hayvancılığında da iklim ve yer şekillerinin etkisi büyüktür. Gür otlakların bulunduğu yaylalar, büyükbaş hayvancılık için uygun ortamlar oluşturur. Arıcılık faaliyetleri de büyük oranda iklim ve bitki örtüsüne bağlıdır. Yağışın fazla olduğu bölgeler, orman örtüsü bakımından da zenginleşmiş ve bu bölgelerde ormancılık faaliyetleri gelişme göstermiştir. Sürekli rüzgârların etkisiyle oluşan okyanus akıntılarının karşılaşma alanları, dünyada balıkçılık faaliyetlerinin en çok geliştiği alanlardır.

Madenler ve fosil yakıtlar gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarının çıkartılması faaliyetleri ise iklimden çok jeolojik yapıya bağlıdır. Eğer bir yerde değerli ve zengin bir rezerv varsa iklim koşulları uygun olmasa bile madencilik faaliyetleri gelişebilir. İklim koşullarının yerleşmeye uygun olmadığı ancak petrol yatakları bakımından çok zengin olan Arap çölleri bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Fotoğraf 3.1). Güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ise doğal koşullara daha çok bağlıdır.

Üretimin bir diğer boyutu ise ham maddenin imalatı yani sanayi faaliyetleridir. Bir yerde herhangi bir sanayi tesisinin kurulması için gerekli şartların başında ham maddeye yakınlık gelir. Özellikle tarım ürünlerini işleyen fabrikalarda bu durum daha belirgindir. Çoğu tarım ürünü çabuk bozulduğu için kısa sürede işlenmeli ve ambalajlanmalıdır. Demir-çelik fabrikaları gibi ağır sanayi kuruluşlarında ise enerji kaynağına ve suya yakınlık önemlidir. Nükleer santrallerde de reaktörlerin soğutulması için bol suya gereksinim vardır. Bu nedenle nükleer santraller genelde denizler, akarsular ya da büyük göllerin kenarlarında kurulmaktadır.

Dağıtım sektörü ve bu sektörün temelini oluşturan ulaşım faaliyetleri de doğal koşullardan etkilenir. Bu etkileşimin nasıl gerçekleştiğini de aşağıdaki etkinliği yaparak öğreniniz.

Dağıtım sektörünün diğer bir önemli faaliyeti ise ticarettir. Üretilen ürünlerin dağıtımı ve pazarlanması sürecini kapsayan bu faaliyet de doğal koşullardan etkilenir. İki bölge arasında ticari faaliyetin gelişmesi, bu bölgeler arasında tarım, hayvancılık, ormancılık ve sanayi gibi alanlarda farklılık olmasına bağlıdır. Örneğin A bölgesindeki ikliminin kahve tarımı için çok uygun olduğunu ve bu bölgede kahvenin çok tüketilmesine karşın üretim fazlası olduğunu varsayalım. B bölgesinin ikliminin ise kahve tarımı için uygun olmadığını ancak B bölgesi halkının da kahveyi çok sevdiğini düşünelim. Bu durumda A bölgesindeki üretim fazlası kahvenin B bölgesine ticaretinin yapılması beklenen bir durum değil midir? Bu duruma ülkemizden de çok tipik bir örnek verebiliriz. Tüm Türkiye’de sabah kahvaltılarının vazgeçilmez içeceği olan çay, ülkemizde sadece Doğu Karadeniz kıyılarında yetiştirilmektedir. Burada hasat edilen ve işlenen çay, paketlendikten sonra Türkiye’nin tüm yerleşim birimlerine gönderilmektedir.

Doğal unsurlar, üretim ve dağıtımı etkilediği gibi tüketimi de etkiler. Örneğin, Akdeniz kıyılarında don veya sel olayı gerçekleştiğinde tüm Türkiye’deki pazarlarda satılan meyve ve sebze fiyatları neden artar, hiç düşündünüz mü? Doğal afetler, özellikle tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiler. Ürünlerin don veya sel olayı sonucunda zarar görmesi, üretimin azalmasına ve bu durum ise ürünün birim fiyatının artmasına neden olur (Fotoğraf 3.2). Olumsuz doğa koşulları, ulaşım ve ticaret faaliyetlerini de etkiler. Ulaşımın aksaması veya zorlaşması ürünün pazara ulaşma süresini uzatır. Böylece maliyet artar. Maliyetin artması, o ürünün fiyatının artması ve bu da tüketiminin azalması anlamına gelir. Bu durumun aksine, uygun hava koşulları üretimi artırır. Üretim artınca ürünlerin birim fiyatı düşer ve böylelikle tüketim artar.