Özellikle uluslararası ticaret, bankacılık ve borsa gibi para piyasasına dayalı ekonomik faaliyetlerin geliştiği kentler, küresel etkiye sahiptir. Bu kentlerde ortaya çıkan toplumsal, siyasi ya da ekonomik bir gelişme, tüm dünyayı etkiler. Günümüzde bu kentlerin en tipik örneği “küresel başkent” sıfatına da sahip olan New York’tur (Niv York) (Fotoğraf 2.3). Amerika Birleşik Devletleri’nin en kalabalık şehri olan New York, banliyöleriyle 21 milyonu aşan nüfusa sahip olmakla birlikte Birleşmiş Milletlerin de genel merkezidir. New York’un meşhur caddesi Wall Street’teki (Vol Caddesi) borsalar, dünyanın tüm diğer borsaları tarafından yakından takip edilmektedir. Dünya çapında yayın yapan gazete ve televizyon kanallarının merkezinin burada yer alması ve dünya ticaretinin merkez noktalarından biri olması, New York’u küresel etkiye sahip şehirler arasına sokmaktadır.
Küresel etkiye sahip bir diğer önemli şehirse Japonya’nın başkenti ve aynı zamanda en büyük kenti olan Tokyo’dur. Metropol alanlarıyla birlikte nüfusu 36 milyonu bulan Tokyo, dünyanın da en kalabalık şehridir.Küresel çapta ticaret yapan ünlü Japon markalarına ait merkezlerin burada yer alması, dünyanın en büyük borsalarından biri olan Tokyo Borsası’na ev sahipliği yapması, şehrin çevresinde dev sanayi kuruluşlarının bulunması ve büyük limanı sayesinde Tokyo da küresel etkiye sahip şehirler arasındadır.
Batı Avrupa ülkelerinin başkentleri Paris, Londra, Berlin ve Avrupa Birliği’nin merkezi Brüksel de ekonomik, demografik, ticari, tarihî, turistik ve kültürel özellikleri sayesinde küresel etkiye sahiptir.
Ekonomik açıdan hızla gelişen Çin’in Pekin ve Şangay kentleri ile dünya politikasına yön veren Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington (Vaşingtın) da küresel etkiye sahip şehirlerdendir. Katolik dünyasının merkezi Vatikan’ı da içerisinde bulunduran Roma şehrinin küresel etkisi, büyük oranda dinî ve tarihî değerlere sahip olmasından kaynaklanmaktadır.