Besin zinciriyle depolanan enerjinin çok büyük bir kısmı o canlının yaşam gereksinimleri için kullanılır. Besin zinciri içerisinde enerjinin yalnızca %10’u, bir gruptan diğerine aktarılır. Bir diğer deyişle her canlı, kendisini yiyen diğer canlıya enerjisinin %10’unu aktarır. Besin zincirindeki bu enerji aktarımı bir piramit modeli şeklinde gösterilir ve buna da besin piramidi ya da enerji piramidi adı verilir (Şekil 1.5).
Şekil 1.5’i inceleyerek bu durumun nasıl gerçekleştiğini görelim. Piramidin tabanında yer alan üretici grubun yani ot topluluklarının 1000 kilo/kalorilik enerji depoladığını varsayalım. Bu durumda bu bitkileri yiyen birincil tüketici çekirgeler, bu enerjinin %10’unu yani 100 kilo/kalorisini alır. Çekirgeleri yiyen ikincil tüketici fareler ise bu enerjinin %10’unu yani 10 kilo/kalorisini alır. Fareleri tüketen üçüncül tüketiciye ise bu durumda 1 kilo/kalorilik enerji kalır.
Canlıların tüm yaşamsal etkinliklerini devam ettirmek için enerjiye gereksinimleri vardır. Güneş’ten sağlanan bu enerji üretici, tüketici ve ayrıştırıcılara doğru giden, her canlıda değişime uğrayan ve tek yönlü olan bir enerji akışıdır. Canlılar tarafından alınan bu enerjinin bir kısmı yaşamsal faaliyetler için kullanılır, bir kısmı diğer canlılara aktarılır, bir kısmı ise ısı olarak çevreye yayılır. Doğada kesintisiz olarak gerçekleşen bu döngüye de enerji akışı adı verilir. Şekil 1.6’da da gösterildiği gibi Güneş, ekosistemdeki enerji akışında temel enerji kaynağıdır. Bu enerji, önceki konularımızda öğrendiğiniz gibi üreticiler tarafından fotosentez yoluyla besine çevrilir. Enerjinin bir kısmı birincil, ikincil ve üçüncül tüketicilere geçer. Yaşamlarını kaybeden canlıların bünyesindeki enerjinin büyük bir kısmı ise ayrıştırıcılar tarafından kullanılır ve ekosistemdeki enerji akışı gerçekleşmiş olur.