Doğal ortam içerisinde, birbirinden farklı özelliklere sahip bitki ve hayvan türleri ile çeşitli mikroorganizmalar yaşar. Bu canlı türlerinin bir kısmı sadece karada, bir kısmı sadece suda, bir kısmı ise hem karada hem de suda yaşayabilir. Ancak biyoçeşitlilik (biyolojik çeşitlilik) adını verdiğimiz kavram yalnızca tür çeşitliliği ile açıklanamaz. Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Dünya üzerinde milyonlarca bitki ve hayvan türü bulunmaktadır.
Bu canlıların yaşam ortamları da birbirinden farklıdır. Bu durumu etkileyen en önemli faktör o bölgenin coğrafi koşullarıdır. İklim, yer şekilleri, toprak yapısı ve su kaynakları Dünya’nın her yerinde aynı değildir. Bu nedenle canlı türleri, kendi yaşam şartlarına en uygun alanlarda yaygınlık gösterir. Eğer bir alanda coğrafi koşullar, fiziki ya da beşerî herhangi bir etmenden dolayı değişiklik gösterirse canlı türleri de bu durumdan etkilenir. Bir yerde coğrafi koşulların değişmesi durumunda canlı türleri;
• ilk olarak değişen ortama uyum sağlamaya çalışır, yani adaptasyon sağlar, (örneğin, kutup ayıları beyaz bir kürke ve diğer ayı türlerine göre daha küçük burun ve kulaklara sahiptir. Bu özellikleri sayesinde kutup ayıları, kutup iklimine adapte olabilmiştir.)
• değişime uyum sağlayamazsa, uygun yaşam koşullarının olduğu ortamlara göç eder,
• değişen ortama uyum sağlayamaz ve göç edemezse nesilleri azalır ya da yok olur.
Dünya üzerindeki herhangi bir yerde biyoçeşitliliğin oluşumu ve değişiminde, bir diğer deyişle canlıların yeryüzüne dağılışında üç temel etmenden söz edebiliriz. Bunlar: Doğal etmenler, biyolojik etmenler ve paleocoğrafyadır (Şema 1.1).
Doğal Etmenler ve Biyoçeşitlilik
Biyoçeşitliliğin oluşumunda doğal etmenlerin önemli bir rolü vardır. Doğal etmenler içerisinde ise iklimin etkisi çok belirgindir. İklimin yanı sıra yer şekilleri ve toprak yapısı da biyoçeşitliliği etkileyen diğer doğal etmenlerdir.