“Bir Türk vatanseveri olarak büyüdüm ve hâlâ da öyleyim, ayrıca bilim adamı olmayı amaçlayan ve sonrasında bunu icra eden biriyim.’’ Aziz Sancar, 8 Eylül 1946’da Mardin’in Savur ilçesinde dünyaya gelir. Anne babası, çalışkanlıkları ve çocuklarını okumaya teşvik etmeleriyle Sancar’ın hayran olduğu ilk kişilerdir. Çiftçilikle uğraşan, orta gelirli bir ailenin çocuğudur. Çocukluk yıllarından “Her zaman yeterli yiyeceğimiz vardı ama ayakkabı bizim için bir lükstü ve 7. sınıfa kadar tek bir ayakkabıyı sadece okula giderken giyerdik” şeklinde bahseder. Aziz Sancar çiftçilikten pek hoşlanmadığını söylese de ailesinin verdiği sorumlulukları yerine getirir: “Ceviz toplamak zor bir işti ve en küçük çocuklardan biri olarak, tüm cevizlerin düştüğüne emin olmak için ağaçların en tepelerine çıkmak zorundaydım. En kötüsü ise yavru keçileri gütmekti çünkü yedi yaşındaki küçük bir çocuktan çok daha hızlı koşuyorlardı. Küçük kardeşim ve ben, onları gütmekten sorumluyduk ve babamız aradan kaybolanları fark etmeden önce onları bulmak için yorucu saatler geçirmek zorunda kalıyorduk.”
İlk, orta ve lise eğitimini Mardin’de tamamlar. Çocukluğundan beri futbolcu olmak isteyen, lise yıllarında genç millî takıma seçilen Sancar, iyi bir kaleci olmak için yeterince uzun boylu olmadığını düşünerek derslerine yoğunlaşır. 1963 yılında girdiği İstanbul Tıp Fakültesini birincilikle bitirir. Okuldayken, hocalarının bilimsel buluşlar karşındaki heyecanını şöyle dile getirir: “Kaynaklarımızın yetersizliğini, gayret ve heyecanımız ile kapatıyorduk.” Tıp eğitiminin ikinci yılında aldığı biyokimya dersinden etkilenen Sancar, biyokimya araştırmacısı olmaya karar verir. Biyokimya dalında lisansüstü çalışmalar yapma isteğini açtığı hocası, temel bilimlerden önce doktorluk yapmasının daha faydalı olacağını söyler.
İki yıl Savur’da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra NATO-TÜBİTAK bursu ile ABD’ye göç eder. Önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesine gider. ABD’de birçok başarılı çalışmaya imza atan Aziz Sancar; DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınlamıştır. 7 Ekim 2015’de Nobel Kimya Ödülü ile taltif edilmiştir.
Aziz Sancar’ın okul yıllarından “O zaman böyle bolluk yoktu. Bir gaz lambasının ışığında çalışırdı. Günde 4 saat uyurdu, geri kalan zamanlarda hep ders başındaydı. Biz oyun oynarken mutlaka ders çalışırdı. Kolejle, okulla ilgili değil; ilim adamı kendini belli ediyor.” şeklinde bahseden ağabeyi, Mardin’den ABD’ye uzanan başarı hikâyesini özetlemiştir. Şimdi de bu hikâyenin kahramanı Aziz Sancar’ın gençlere yaptığı tavsiyelere kulak verelim. “Çok çalışın. Nobel almak önemlidir ama en önemli şey değildir. Ne yapıyorsanız en iyisini yapmaya çalışın. Ben öğrenci iken günde 18 saat çalışırdım. Bu milletinize, ailenize, vatanınıza namus borcudur.”