a) İklimin Etkisi
Toprak oluşumunda en önemli etken iklimdir. Fiziksel parçalanma ve kimyasal ayrışma olayları, bitki örtüsünün yerleşip, toprağın yıkanması ve topraktaki organizma faaliyetleri iklime bağlıdır. Örneğin çöllerde kimyasal çözülme yetersiz olduğundan toprak oluşumu gecikir (Fotoğraf 2.15). Nemli bölgelerde, topraktaki aşırı yıkanma sonucunda toprağın üst kısmındaki mineraller sızma yoluyla alt katmanlara taşındığından toprak, besin maddeleri yönünden fakir kalır. Buna karşılık kurak bölgelerde, yıkanma yeterli olmadığı için toprakta kireç ve tuz oranı yüksek ve toprak verimsizdir.
Topraktaki humus miktarı da iklime bağlıdır. Kurak iklim bölgelerinde bitki örtüsü cılız olduğundan toprak humus bakımından fakir, bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde ise zengindir. Ancak ekvatoral kuşak, Doğu Karadeniz kıyıları gibi bol yağışlı bölgelerde topraktaki humusun bir kısmı suyla taşındığı için ve mikroorganizmaların tüketmesi nedeniyle humus azalır, toprak verimsizleşir.
b) Ana Kayanın Etkisi
Kayacın mineral özelliği, direnci, sertliği toprak karakterini belirler. Ayrışmada, ana kayanın direnci önemlidir. Sert ve dirençli püskürük (magmatik) taşlar ile başkalaşım kayaçlar zor ayrışırken dirençsiz ve yumuşak tortul kayaçlar daha kolay ayrışmaktadır. Ayrıca ana kayanın cinsi ve bileşimi, toprağın yapısını doğrudan etkilemektedir. Kayacın cinsine bağlı olarak toprak; kireçli, fosforlu, killi, kumlu veya milli olur.
c) Zamanın Etkisi
Ana kayanın parçalanması, minerallerine ayrışarak toprağa dönüşmesi, oluşan toprak üzerine bitkilerin ve diğer canlıların yerleşmesi, organik maddelerin parçalanarak humusa dönüşmesi ve toprağın horizonlaşması için yüzlerce hatta bazı iklim bölgelerinde binlerce yıllık bir sürenin geçmesi gerekir. 1 cm kalınlıktaki toprağın oluşabilmesi için en az 100-150 yıl gibi bir süreye ihtiyaç vardır. Bu nedenle toprağımızı korumamız oldukça önemlidir.
ç) Yer Şekillerinin Etkisi
Yer şekillerinin yükselti, eğim, dağların uzanışı ve bakı özellikleri toprak oluşumunu etkiler.
1. Yükselti
Yükseklerde sıcaklık ve nem az olduğundan kimyasal çözülme yeterince gerçekleşemez ve kayalar fiziksel parçalanma ile ufalanır (Şekil 2.8). Yükseltinin fazla olduğu yerlerde toprak oluşumu yavaş gerçekleşir.
2. Eğim ve Bakı
Eğimli yüzeylerde ayrışan malzemeler, dış kuvvetlerin ve yer çekiminin etkisiyle sürekli olarak taşınır. Toprak örtüsü eğim boyunca akarak uzaklaştığından, eğimli yerlerde toprak katmanı incedir.
Bakı, bir yamacın güneşlenme ve nemlilik bakımından farklı olmasına neden olur. Bu farklılık ise değişik toprak türlerinin oluşmasına yol açar. Güneşe bakan yamaçta sıcaklık ortalaması yüksek olduğundan toprak oluşumu daha hızlı, toprak tabakası daha kalındır (Fotoğraf 2.17).
3. Dağların Uzanışı
Dağların kıyıya paralel uzandığı boyuna kıyılarda kıyı ile iç kısımlar arasında iklim, bitki örtüsü ve canlılar farklılaştığından toprak özellikleri de farklılaşır (Şekil 2.9).
Bu duruma örnek olarak Türkiye’de Karadeniz, Akdeniz kıyıları; Kuzey Amerika’da Kayalık Dağları ve Güney Amerika’da And Dağları verilebilir.
d) Canlıların ve Bitki Örtüsünün Etkisi
Toprak yüzeyine düşen dal, yaprak ve meyve gibi bitki kalıntıları, (iklim şartlarına göre birkaç ay ile birkaç yıl içerisinde), mikroorganizmalar tarafından parçalanarak humus denilen canlı kalıntılarına dönüştürülür. Bu humus, canlılar sayesinde toprağa karışır ve toprağın verimini arttırır.
Tavşan, tarla faresi ve köstebek gibi canlılar toprağı havalandırmak ve derinlerdeki toprağı yüzeye çıkarmak gibi önemli bir karıştırma görevi de yaparlar.
Toprak oluşumuna bitki ve hayvanlar da etki eder. Bitkiler, yağışlarla düşen suyun toprağa sızmasını sağlar, kökleriyle toprağı tutarak erozyonu önler. Bitki kalıntıları toprağa karışarak humus oluşturur. Ayrıca bitkisel ve hayvansal canlıların atıkları ve öldükten sonra kalıntıları çürüyerek toprağa karışır, toprağın verimini artırır.