Ozon (O3), üç oksijen atomunun birleşmesiyle oluşmaktadır. Güneş’ten gelen yüksek enerjili morötesi (ultraviyole) ışınlarının etkisi ile oksijen molekülleri parçalanır. Parçalanan serbest oksijen atomları (O), yine morötesi ışınların etkisiyle oksijen molekülü (O2) ile birleşerek ozon molekülünü (O3) oluşturur. Morötesi ışınları, ozonun hem oluşmasında hem de parçalanmasında tek başına rol oynar. Ozon, yıl boyunca Ekvator kuşağının üzerinde üretilmekte ve hava hareketleri ile kutuplara doğru taşınmaktadır. Ozon, atmosferde yaklaşık 20 ile 25. km’ler arasında yoğunlaşarak ozon tabakasını oluşturur. Bu tabaka Güneş’ten gelen zararlı ışınları emmesi nedeniyle hayati önem taşır. Fabrika atıkları, egzoz gazı vb. insan kaynaklı ozon gazı da oluşmaktadır.
Ozon tabakası son yıllarda belirgin bir şekilde incelmeye başlamıştır. Günlük yaşantımızın bir parçası olarak kullanılan deodorantlar, klimalar, soğutucular ve sanayide kullanılan kimyasal çözücüler içinde bulunan CFC (klorofl orokarbon) bileşikleri bu tabakanın incelmesine neden olmaktadır.
CFC, atmosfere karışmakta ve uzun süre ozon tabakasında kalarak bu tabakaya zarar vermektedir. Bu CFC bileşenleri ultraviyole ışınlarının etkisiyle ozon moleküllerini parçalamaktadır. Sonuç olarak ozonun yoğunluğu azalmakta ve Güneş ışınlarının zararlı etkileri yeryüzüne daha fazla ulaşmaktadır. Bu nedenle ekosistem zararlı ışınlardan olumsuz etkilenmekte, insanlarda da cilt ve göz hastalıklarında artışlar görülmektedir.
Son yıllarda çevreci üretimler ve duyarlılık sayesinde ozon tabakasında kısmî iyileşmeler görülmektedir.