Orta Çağ Avrupası’nda coğrafya, diğer bilimler gibi kilisenin baskısı ile uzun bir duraklama dönemine girmiştir. Bu dönemde coğrafya bilim mirasına katkı sunmayı İslam coğrafyacıları üstlenmiştir. Bu dönemin bilim insanları, İlk Çağ’da verilen eserlerden yararlanmış, dönemlerinin dünyasını üstün diyebileceğimiz araştırmacı ve gözlemci yönleriyle kaydederek çağını aşan eserler vermişlerdir. Makdisi, İbn Hurdazbih (İslam coğrafyasının babası kabul edilir.), Mesudi, İbn-i Sina ve Biruni bu dönemde öne çıkan bilim insanlarıdır.
Kaşgarlı Mahmud tarafından hazırlanan Dîvânu Lugâti’t-Türk adlı eser, aslında bir dil sözlüğüdür. Bununla birlikte Orta Asya’nın coğrafi özellikleri ile ilgili zengin bilgiler içerdiği için önemli bir coğrafi araştırma kaynağı olarak da kabul edilebilir. Ayrıca bu kitaptaki Dünya Dil Haritası eşine az rastlanan bir harita özelliğindedir.
Bu dönemin önemli bir İslam bilgini ve coğrafyacısı da Muhammed İdrisi’dir. İdrisi, Orta Çağ’da Müslüman coğrafyacıların ürettikleri coğrafi bilgi birikimini, Kitâb-ür-Rüşandi (Roger’in Kitabı adı da verilir.) isimli eseriyle Batı’ya taşımıştır. Bu bilgi birikiminin Avrupa’ya taşınması, yüzlerce yıl Avrupa’da çok güçlü etkilerde bulunmuş ve bu bilgiler, daha sonra yaşanacak gelişmelerin önemli kaynaklarından biri olmuştur.